Muhyiddin İbn Arabi Fütuhat-ı Mekkiye Astroloji ve Burçlar
Muhyiddin İbn Arabi Fütuhat-ı Mekkiye Astroloji ve Burçlar
Muhyiddin İbn Arabi Hazretleri, tasavvufun en önemli isimlerinden biri olarak, eserlerinde geniş bir kozmoloji ve metafizik sistemi ortaya koyar. “Saatlerin Hazinesi” (Kitabü’l-Kevakib) ve “Fütuhat-ı Mekkiye” adlı eserlerinde burçlar ve astroloji (ilm-i nücum) konusuna büyük önem vermiştir. Onun astrolojiye yaklaşımı sadece bir falcılık ya da geleceği bilme aracı olarak değil, evrenin metafizik düzeninin bir yansıması olarak değerlendirilir.
Muhyiddin İbn Arabi’nin Eserlerinde Astrolojiye Yer Vermesinin Sebepleri
Muhyiddin İbn Arabi’nin eserlerinde astrolojiye yer vermesi, sadece yıldızlar ve burçlarla ilgilenme merakından değil, evrendeki ilahi düzenin anlaşılması ve insanın ruhsal yolculuğuna rehberlik etme amacı taşır. Tasavvufi bir perspektiften bakıldığında, astroloji onun için dünyevi bir bilgi değil, insanın Allah’a yakınlaşma yolculuğunda bir araçtır.
Kozmik Düzenin İlahi Hikmetini Açıklama
Muhyiddin İbn Arabi’ye göre, evrenin tamamı Allah’ın bir tecellisidir ve burçlar da bu tecellinin gökyüzündeki işaretleridir. Burçlar, Allah’ın ilahi isimlerinin ve sıfatlarının yansıdığı mekânlar olarak görülür. Bu bakış açısıyla,
Astroloji, Allah’ın kainatta yarattığı düzeni ve ahengi anlamaya yönelik bir araçtır.
Burçlar ve gezegenler, insanın Allah’ın hikmetine dair bilgi edinmesi için birer işaret taşıdır. İbn Arabi, bu düzeni çözümlemenin, insanın hem evreni hem de kendisini anlamasına yardımcı olacağını belirtir.
İnsan ile Evren Arasındaki Bağı Göstermek
İbn Arabi’nin eserlerinde sıkça geçen bir metafor, insanın bir mikrokozmos (küçük evren), evrenin ise bir makrokozmos (büyük insan) olduğudur. Bu bağlamda,
Astroloji, insan ile evren arasındaki bağı açıklar. İnsan, burçlar ve gezegenlerin etkilerini anlayarak kendi manevi durumlarını ve kader çizgisini daha derin bir şekilde kavrayabilir.
Burçların ve gezegenlerin hareketleri, insanın ruhsal hallerine ve yaşamındaki değişimlere paralel olarak işler. Bu da insanın kâinattaki yerini ve rolünü fark etmesini sağlar.
Manevi Yükseliş ve Tekâmüle Yardımcı Olmak
Astroloji, İbn Arabi’ye göre, insanın kendi içsel tekâmülünü gerçekleştirmesi için bir araçtır. Her burç ve gezegenin, insanın ruhsal yolculuğunda bir durak ya da rehber olduğu ifade edilir. Örneğin,
Koç, manevi başlangıçları simgelerken; Balık, Allah’a tam bir teslimiyeti temsil eder.
Bu bilgi, insanın kendi zayıflıklarını ve güçlü yönlerini anlamasına, dolayısıyla manevi yükseliş yolunda ilerlemesine yardımcı olur.
İlahi Takdir ile İnsan İradesini Anlama
İbn Arabi, kaderin tamamen önceden belirlenmiş bir çizgi olmadığına, insanın Allah tarafından verilen iradeyi kullanarak hayatını yönlendirebileceğine inanır. Astroloji, bu bağlamda, insanların karşılarına çıkan fırsatları, zorlukları ve sınavları anlamalarına yardımcı olur.
Burçların ve gezegenlerin etkileri, Allah’ın takdiriyle sınırlıdır. İnsan, bu etkileri anlayarak doğru adımlar atabilir.
İbn Arabi, astrolojiyi, insanın tamamen teslimiyetçi bir şekilde hareket etmesi yerine, bilinçli bir şekilde Allah’a yönelmesine vesile olacak bir bilgi olarak değerlendirir.
Tasavvufi Öğretiyi Desteklemek
İbn Arabi, tasavvufun amacının insanı Allah’a yaklaştırmak olduğunu belirtir. Astroloji, bu öğretinin bir parçası olarak tasavvuf yolunda şu şekilde bir rehberlik sağlar:
İnsan, burçların ve gezegenlerin etkilerini kavrayarak nefsini daha iyi tanıyabilir. Hangi zaman diliminde hangi imtihanlara tabi olabileceğini görebilir. Kimin ruhsal anlamda yükselebilmesi için hangi aşamalardan geçmesi gerektiğini öğrenebilir.
Astroloji, tasavvuf yolculuğundaki mertebeleri anlamaya yardımcı olabilir. Örneğin, her burcun belirli bir ruhsal hali, yetenek, kabiliyet veya mertebeyi simgelemesi, insanın tasavvufi yükseliş sürecinde rehberlik eder.
İnsanların Kendi Öz Benliklerini Tanıması
Muhyiddin İbn Arabi’ye göre, her insanın kendine özgü bir yaratılış ve kader çizgisi vardır. Burçlar ve gezegenler, bu yaratılışın birer yansımasıdır.
İnsan, doğduğu andaki göksel düzeni (burçlar ve gezegen konumları) anlayarak, kendine dair derin bir bilgiye ulaşabilir. Kendini tanıyabilir.
Bu bilgi, sadece dünyevi amaçlar için değil, Allah’a daha iyi bir kul olabilmek için kullanılmalıdır.
Geleceği Bilmek Değil, Hikmeti Anlamak
İbn Arabi, astrolojiyi geleceği bilmek için değil, ilahi hikmeti anlamak için bir araç olarak değerlendirir.
Burçlar ve gezegenler, sadece gelecekle ilgili olasılıkları sunmaz, aynı zamanda insanın mevcut anı nasıl yaşayacağına dair rehberlik eder. Hangi dönemde hangi sıkıntılarla karşılaşabileceğini ve hikmetlerini görebilir.
Geleceği tamamen Allah’ın takdirinde bırakmayı öğütleyen İbn Arabi, astrolojiyi, insanın kendine ve kainata dair bilgi edinmesi için bir yöntem olarak sunar. Çünkü geleceği şekillendiren sebepler farklı nedenlerden dolayı değişebilir. Etkiler bilinebilir ama sonuçları mutlak olarak bilmek olasılıkların çok boyutlu olmasından dolayı bilinemez. Sadece etkiler ve etkilerin olası sonuçlarından bahsedilebilir.
Burada bir not düşmek istiyorum. Bazı etkiler o kadar güçlüdür ki geniş planda neler olabileceğine dair cümleler kurulabilir. Mesela transitte Mars Merkür karesi veya karşıt açısı varsa iletişime dikkat etmek gerekir. Çünkü Mars enerjisi iletişim kanalından dışa güçlü bir şeklinde yansıyabilir. Mars enerjisi kontrol edilemezse kaza, tartışma ve kavga olasılığı daha yüksek olur. Bu büyük bir olasılık olduğu için bunun üzerinden dikkatli olunması gerektiğinden bahsedilebilir. Bu ve benzer durumlardan yola çıkılarak hangi etkilerin ne gibi sonuçlar doğurabileceği bilindiği için potansiyel ihtimallerden bahsedilebilir. Ancak sonuçları etkileyen başta iradi kararlar ve çevresel faktörler; enerji alanımıza dahil olan diğer insanların aldığı etkiler, sadaka, dua ve beddua gibi farklı enerjiler de etken olduğu için çok farklı tezahürlerle de karşılaşılabilmektedir. Bu nedenle sonuçtan ziyade etkilerden bahsetmek daha sağlıklı bir yoldur.
Bu konuyla ilgili Fütuhat-ı Mekkiye adlı eserden bir bölümü doğrudan eklemek istiyorum
Haz. İdris (a.s.) ve Astroloji İlmi
Allah, feleklerdeki yıldızların hazinelerine, unsur âleminde meydana gelecek başkalaşma ve değişmelerin bilgilerini yerleştirmiştir. Bunlar, ilahi sırlardır ve Allah, bu sırları anlayabilecek bir ehil yaratmıştır. Ancak bu kimseler, bu ilimleri kesin bilgi olarak değil, yaklaşık olarak bilirler. Gerçekte bu bilgi doğrudur, fakat bu konuyla uğraşanlardan meseleyi inceleyen bazı kimseler, araştırma hakkını gereğince yerine getiremeyebilir. Bu durum, onların gafletinden ya da sayı ve miktar hakkındaki hatalarından kaynaklanabilir ve böylelikle yanlışlığa düşebilirler. Bu yanlışlık ise işin kendisinden değil, araştırmadan kaynaklanır.
Bazen araştırma bilgiyle örtüşür ve söylenen şey gerçekleşir. Ancak bu araştırmacılar, işin tam tespit edildiği konusunda net bir açıklığa sahip değildir. Böyle bir bilgiye ulaşmak için ömür yetmez. Bu nedenle bu tür bilgilerin kaynağı, nebevi haberlerden öğrenilir. İnsanlara bu bilgiyi ilk öğreten kimse, bilgisini Allah’tan almış olan Hz. İdris (a.s.) idi. Allah Teâlâ, bütün göklerdeki vahyettiği ve yıldızların hareketlerine yerleştirdiği bilgileri İdris’e öğretmiştir. Allah, ona yıldızların bitişimlerini, miktarlarını ve bu bitişimlerden meydana gelen farklı durumları öğretmiştir. Bu farklı durumlar; bölgelere, kabiliyetlerin mizaçlarına ve canlıların rahme düşme yer ve vakitlerine göre şekillenir.
Bu durumda yıldızların bitişmesi bir olur, ancak onun unsur âlemindeki etkileri, bölge ve doğasına göre farklılık gösterebilir. Bu şartlar oldukça fazladır ve bunları ancak bu konuda uzmanlaşmış kişiler bilebilir. Nebiler, insanlara ölçüleri verip miktarları öğrettiklerinde, Allah’ın uzak zamanda meydana getireceği durumları ve özellikleri ya da uzak zamandan kendilerine adet üzere gelecek konuları öğrenirler. Bu tekrarlar sonucunda kesinlik hükmü oluşur. Bazı durumlarda, bu kesinliğin oluşması binlerce yıl sürebilir. Allah’ın peygamberleri, bu meseleleri insanlara aktarmakla görevlidir. Peygamberler ise, Allah’ın onlara vahyettiği hakikatleri insanlara ulaştırır.
Bu bilgiler, yıldızlara tevdi edilmiş olaylardır. Bu ilmi inkâr eden bilgisizler, “Yıldızlar, O’nun emriyle amadedir (hareket ederler)” (En-Nahl 16/12) ayetini bilselerdi, söyledikleri hiçbir şeyi söylemezlerdi. Oysa yıldızların emre amade kılındığını, “Bir kısmını bir kısmının üzerine yükselttik ki, birbirlerini hizmetçi edinsinler” (Ez-Zuhruf, 43/32) ayetinde belirtildiği gibi olduklarını anlamamışlardır. Nitekim Allah, rüzgârları, denizleri, felekleri emre amade kıldığı gibi yıldızları da böyle emre amade kılmıştır.
(Fütuhat-ı Mekkiye 10. Cilt 295 . sayfa)
Muhyiddin İbn Arabi, astrolojiyi bir falcılık ya da kader belirleme aracı olarak değil, ilahi düzenin bir açıklaması ve insanın manevi yolculuğunda bir rehber olarak ele almıştır. Burçlar ve gezegenler, Allah’ın yarattığı düzenin birer işaretidir ve bu işaretlerin doğru bir şekilde okunması, insanı Allah’a daha yakın hale getirebilir. Astroloji, İbn Arabi’nin düşüncesinde, insanın kendini ve evreni tanımasının, nefsini terbiye etmesinin ve Allah’ın hikmetine daha fazla vakıf olmasının bir yoludur.
Kozmik Düzen ve Burçların Rolü
Muhyiddin İbn Arabi’ye göre evren, ilahi isimlerin ve tecellilerin bir yansımasıdır. Bu yüzden burçlar ve gezegenler, bu yüce düzenin önemli parçalarını oluşturur. Burçlar, Allah’ın yaratışındaki hikmeti anlamamıza yardımcı olan birer işarettir. İbn Arabi’nin yaklaşımında:
Burçlar, sadece gökyüzündeki fiziksel yapılar değil, metafiziksel bir anlama da sahiptir. Her burç, İlahî isimlerden biriyle bağlıdır ve insanın manevi yolculuğundaki belirli bir durumu temsil eder. İbn Arabi, burçların etkilerini anlama çabasını, insanın kendi nefsini ve evrendeki yerini kavraması yolunda önemli bir adım olarak görür. Bu bilgi, insanı Allah’a yaklaştırıcı bir rehberdir.
Bu kozmik düzen, insanın Allah ile olan ilişkisinde derin bir anlam kazandırır. Burçlar, yaratılışın düzenini simgeler ve insanı kendi özüyle buluşturur. Ancak İbn Arabi, burçların etkilerinin irade ile etkilenemeyecek şekilde kaderi belirlemediğini, her şeyin yegâne sahibinin Allah olduğunu özellikle vurgular.
Burçlar ve İnsan Hallerinin Tekamülü
İnsan, burçların etkilerini anlayarak kendi ruhsal tekamülünü yönlendirebilir. İbn Arabi’ye göre burçların etkileri, insanın manevi hallerini tanımasına ve geliştirmesine yardımcı olabilir.
Ateş grubu burçlar (Koç, Aslan, Yay): İlahi aşk ve azimle bağlantılıdır.
Toprak grubu burçlar (Boğa, Başak, Oğlak): Sabır ve disiplinle ilişkilidir.
Hava grubu burçlar (İkizler, Terazi, Kova): Zihin açıklığı ve iletişimle ilgilidir.
Su grubu burçlar (Yengeç, Akrep, Balık): Duygusal derinlik ve teslimiyetle bağlantılıdır.
Burçların İlahi İsimlerle İlişkisi
Muhyiddin İbn Arabi, burçları Esmaül Hüsna ile ilişkilendirerek her burcun belirli bir ilahi ismin yeryüzündeki bir tecellisini yansıttığını ifade eder. Bu bağlantı, burçların metafiziksel anlamını çok daha derin bir boyuta taşır.
Koç (Hamel): “El-Mübdî” (Yaratan) – Yaratıcı gücün bir sembolü olan Koç, yeni başlangıçların ve cesaretin burcudur.
Boğa (Sevr): “El-Bari” (Şekil Veren) – Boğa, sürdürülebilirlik ve düzende sabrı temsil eder.
İkizler (Cevza): “El-Alîm” (Her Şeyi Bilen) – Bilgi ve iletişim yeteneğini temsil eden İkizler, entelektüel faaliyetlerin burcudur.
Yengeç (Seretan): “Er-Rahman” (Merhametli) – Sevgi, korunma ve merhameti simgeler.
Aslan (Esed): “El-Cebbâr” (Azametli) – Güç ve liderliğin burcu olan Aslan, Allah’ın azametini yansıtır.
Başak (Sünbüle): “El-Hakim” (Hikmetli) – Zeka, mantık ve düşüncenin burcudur.
Terazi (Mizan): “El-Adl” (Adil) – Adalet, dengenin ve uyumun burcu olan Terazi, ilahi adaleti temsil eder.
Akrep (Akreb): “El-Kahhâr” (Kahredici) – Dönüşüm ve yeniden doğmanın burcu olan Akrep, Allah’ın kahhar ismini yansıtır.
Yay (Kavs): “El-Hâdi” (Rehber) – Manevi arayışı ve rehberliği temsil eder.
Oğlak (Cedi): “El-Mütekebbir” (Büyük) – Sabır ve azmi temsil eden Oğlak, ilahi büyüklüğün bir yansımasıdır.
Kova (Delv): “El-Bâis” (Dirilten) – Yenilik ve ışığı yayma özelliğiyle Allah’ın dirilten ismine işarettir.
Balık (Hut): “El-Vedûd” (Sevgiyle Yaratan) – Teslimiyet ve sevginin burcudur.
Her burç, bu ilahi isimlerin bir yüzünü yansıtarak insanın bu isimler üzerine tefekkür etmesine yardımcı olur.
Fütuhat-ı Mekkiye, Saatlerin Hazinesi Burçlar ve İnsan İlişkisi
İbn Arabi, burçların insan bedenindeki organlarla ve ruhsal halleriyle ilişkili olduğunu belirtir. Her burcun insan üzerindeki etkisi, hem fiziksel hem de manevi boyutlarda hissedilir.
Koç (Hamel): Baş bölgesiyle ilişkilidir. Enerji ve yenilenmenin sembolü olan Koç, insanın yaratıcılığını ortaya çıkarır.
Boğa (Sevr): Boğaz ve boyun bölgesiyle ilişkili olup, sabrı ve kararlılığı temsil eder.
İkizler (Cevza): Kollar ve ellerle ilişkilidir. İkizler, iletişim, hareketlilik ve öğrenme süreçlerini temsil eder.
Yengeç (Seretan): Göğüs ve mide bölgesiyle ilişkilidir. Duygusallık, koruma içgüdüsü ve aile bağlarını simgeler.
Aslan (Esed): Kalbi temsil eder. Cesaret, liderlik ve asaletle bağlantılıdır. Aslan, insanın manevi ışığını ve özgüvenini artıran bir burçtur.
Başak (Sünbüle): Sindirim sistemi ve bağırsaklarla ilişkilidir. Düşünce, analiz yeteneği ve detaylara olan dikkatle bağlantılıdır.
Terazi (Mizan): Böbrekler ve sırt bölgesiyle ilişkilidir. Denge, adalet ve uyumu temsil eder. İnsan ilişkilerinde diplomasi ve iş birliğini simgeler.
Akrep (Akreb): Üreme organları ve alt karın bölgesiyle bağlantılıdır. Dönüşüm, tutku ve içsel derinlikleri ifade eder.
Yay (Kavs): Kalçalar ve üst bacaklarla ilişkilidir. Macera, özgürlük ve manevi arayışı simgeler. Yay, insanın ufkunu genişleten bir burçtur.
Oğlak (Cedi): Dizler ve kemik sistemiyle bağlantılıdır. Sabır, dayanıklılık ve sorumlulukla ilişkilidir.
Kova (Delv): Dolaşım sistemi ve ayak bilekleriyle ilişkilidir. Yenilikçilik, bireysellik ve toplumsal bilinçle bağlantılıdır.
Balık (Hut): Ayaklarla ilişkilidir. Sezgi, teslimiyet ve duygusal derinliği temsil eder.
İbn Arabi’ye göre burçlar, insan bedeninde ve ruhunda ilahi bir düzenin yansımasıdır. İnsan bu düzeni anlamaya çalışarak kendi varlığını daha iyi kavrayabilir.
Burçlar ve Dua Günleri
İbn Arabi’ye göre, her burç için belirlenmiş bir dua günü ve bu güne uygun özel etkiler vardır:
Koç (Hamel): Salı günü, Mars’ın etkisi altındaki bu gün, cesaret, kararlılık ve mücadele duaları için uygundur.
Boğa (Sevr): Cuma günü, Venüs’ün sevgi ve uyum enerjisiyle yapılan dualar bereket getirir.
İkizler (Cevza): Çarşamba günü, Merkür’ün etkisi altında zihinsel berraklık ve iletişimle ilgili dualar için idealdir.
Yengeç (Seretan): Pazartesi günü, Ay’ın sezgisel ve koruyucu enerjisiyle ailevi huzur duaları için uygundur.
Aslan (Esed): Pazar günü, Güneş’in liderlik ve ışık saçan etkisiyle özgüven ve cesaret duaları yapılabilir.
Başak (Sünbüle): Çarşamba günü, Merkür’ün etkisiyle çalışma düzeni ve zihinsel organizasyon duaları öne çıkar.
Terazi (Mizan): Cuma günü, Venüs’ün adalet ve denge enerjisiyle ilişkilerde uyum duaları için uygundur.
Akrep (Akreb): Salı günü, Mars’ın güçlü dönüşüm enerjisiyle kararlılık ve yenilenme duaları yapılabilir.
Yay (Kavs): Perşembe günü, Jüpiter’in bilgelik ve bolluk enerjisiyle genişleme ve başarı duaları için idealdir.
Oğlak (Cedi): Cumartesi günü, Satürn’ün disiplinli etkisiyle sorumluluk ve sabır duaları yapılabilir.
Kova (Delv): Cumartesi günü, Satürn’ün yenilik ve bireysellik etkisiyle ilham duaları öne çıkar.
Balık (Hut): Perşembe günü, Jüpiter’in manevi derinlik enerjisiyle içsel huzur ve teslimiyet duaları için uygundur.
Gezegenler ve Burçlar
İbn Arabi, gezegenlerin burçlar üzerindeki etkilerini de detaylı bir şekilde ele alır. Her gezegenin, bir burçta farklı bir güç ve enerji yarattığını ifade eder. Gezegenler ve burçlarla ilişkileri şu şekilde açıklanmıştır.
Güneş: Aslan burcunun yöneticisidir. Güneş, hayatın kaynağı olarak kişisel kimlik, özgüven ve liderlik enerjisini temsil eder.
Ay: Yengeç burcunun yöneticisidir. Ay, duygusal bağlar, sezgiler ve annelik temalarını simgeler.
Merkür: İkizler ve Başak burçlarını yönetir. Zihin, iletişim ve entelektüel faaliyetlerle ilişkilidir.
Venüs (Zühre): Boğa ve Terazi burçlarının yöneticisidir. Aşk, estetik ve denge enerjisini taşır.
Mars (Merih): Koç ve Akrep burçlarını yönetir. Cesaret, savaşma gücü ve tutku temsilcisidir.
Jüpiter (Müşteri): Yay ve Balık burçlarını yönetir. Bilgelik, bolluk ve manevi büyümeyle ilişkilidir.
Satürn (Zühal): Oğlak ve Kova burçlarının yöneticisidir. Disiplin, sabır ve karma enerjisini simgeler.
Gezegenler, burçlar üzerinde belirli etkiler bırakır; ancak İbn Arabi’ye göre bunlar mutlak etkiler değildir. İnsan, Allah’a bağlı kalarak bu etkilerin ötesine geçebilir.
Zaman ve Saatlerin Anlamı
Muhyiddin İbn Arabi’nin eserlerinde zamanın ve saatlerin derin bir anlamı vardır. O, zamanı sadece fiziksel bir ölçüm olarak değil, manevi bir tecelli sahası olarak değerlendirir. “Saatlerin Hazinesi” adlı eserinde, günün her saatinin, belirli bir burç ve gezegen etkisi altında olduğunu ifade eder. Bu saatler, bireyin duaları, zikirleri ve ibadetleri için uygun vakitleri belirlemek amacıyla kullanılabilir. Her bir saat, bir ilahi isimle bağlantılıdır ve bu isimler, insanın o saat diliminde yapacağı manevi çalışmalar üzerinde etkili olabilir.
Günün Saatleri ve Gezegenlerin Etkisi
İbn Arabi’ye göre, günün her bir saati farklı bir gezegenin ve burcun etkisi altındadır. Örneğin:
Güneş Saati: Güneş’in güçlü etkisi altında olan bu saatler, liderlik, yaratıcılık ve enerji dolu işler için idealdir. Dua ve ibadetlerde içsel aydınlanmayı artırır.
Ay Saati: Ay’ın etkisi, duygusal bağlar ve sezgilerle ilişkilidir. Bu saatlerde yapılan dualar, şefkat ve ailevi meselelerle ilgili olabilir.
Merkür Saati: İletişim, ticaret ve bilgi alışverişi için uygundur. Zihinsel faaliyetlerde başarı sağlayabilir.
Venüs Saati: Aşk, merhamet ve uyumun ön planda olduğu saatlerdir. Estetik ve sanatla uğraşanlar için ilham kaynağıdır.
Mars Saati: Cesaret, mücadele ve kararlılık gerektiren işler için idealdir. Ancak bu saatlerde öfke ve çatışmadan kaçınılmalıdır.
Jüpiter Saati: Bolluk, bilgelik ve manevi rehberlik arayışı için uygundur. Bu saatlerde yapılan ibadetler bereketli sonuçlar doğurabilir.
Satürn Saati: Disiplin, sorumluluk ve sabır gerektiren çalışmalar için uygun bir zaman dilimidir. Kişi, sınavlardan geçme gücü bulabilir.
Zamanın Manevi Önemi
İbn Arabi, zamanın tecellilerini anlamanın, insanın Allah’ın hikmetini kavramasında bir adım olduğunu belirtir. Ona göre, her saat Allah’ın bir ismini yansıtır ve insanın bu isimlere uygun bir şekilde hareket etmesi, onu ilahi sırların kapısına yaklaştırır.
Günlerin Burçlarla İlişkisi
Her günün, haftanın belirli bir burç ve gezegenle bağlantılı olduğu ifade edilir. Örneğin:
- Pazartesi, Ay’ın etkisi altındadır ve Yengeç burcu ile ilişkilendirilir.
- Salı, Mars’ın etkisi altındadır ve Koç ile Akrep burçlarına hitap eder.
- Çarşamba, Merkür’e bağlıdır ve İkizler ile Başak burçlarını etkiler.
- Perşembe, Jüpiter’in etkisiyle Yay ve Balık burçlarını destekler.
- Cuma, Venüs’ün sevgi dolu enerjisini taşır ve Boğa ile Terazi burçlarına odaklanır.
- Cumartesi, Satürn’ün disipliniyle Oğlak ve Kova burçlarına yön verir.
- Pazar, Güneş’in enerjisiyle Aslan burcunu aydınlatır.
Bu ilişkilendirmeler, insanların günlük hayatlarında yapacakları işleri, ibadetleri ve manevi çalışmalarını planlamalarına yardımcı olabilir.
Kadim Bilgi ve İlahi Hikmet
İbn Arabi, burçlar ve gezegenlerle ilgili bilgilerin sadece birer dünyevi bilgi olmadığını, aynı zamanda ilahi hikmetin birer yansıması olduğunu ifade eder. Bu bilgiler, Allah’ın evrene koyduğu düzeni anlamaya çalışan insan için bir rehber niteliği taşır. Kozmosun her bir detayı, ilahi bir planın parçasıdır ve burçlar bu düzenin okunabilir işaretleridir.
Hikmetin Kaynağı: Esma-ül Hüsna
İbn Arabi’ye göre, burçlar ve gezegenler Esma-ül Hüsna’nın birer yansımasıdır. Bu ilahi isimler, insanın hem fiziksel hem de ruhsal dünyasında tecelli eder. Örneğin:
El-Mübdî (Başlatan): Koç burcunda kendini gösterir, başlangıçları ve yaratılışı temsil eder.
El-Adl (Adalet): Terazi burcunda tezahür eder, denge ve adaleti simgeler.
Burçların ve gezegenlerin işlevlerini anlamak, insanın Allah’a olan bağlılığını artırır ve onun kainattaki yerini daha iyi kavramasına yardımcı olur.
İbn Arabi’ye göre, burçların ve astrolojinin doğru bir şekilde anlaşılması, insanın Allah’ın ilahi hikmetini ve evrendeki düzeni daha iyi kavramasına yardımcı olur. Ancak bu bilgi, insanın kendi nefsini ilahlaştırmasına değil, Allah’a olan bağlılığını artırmasına hizmet etmelidir:
Burçların etkisi bir araçtır, insanın ruhsal yolculuğunda bir rehber olabilir, ancak insanın kaderini belirleyen yegâne güç Allah’tır.
Astrolojinin hikmet tarafı, insanın ruhsal yükselişine rehberlik eder, yanlış kullanımı ise insanı gaflete sürükleyebilir.
Kozmik Düzen ve İnsan
İbn Arabi, insanın mikrokozmos, evrenin ise makrokozmos olduğunu belirtir. Burçlar ve gezegenler, insanın ruhsal yolculuğunda rehberlik eder. Ancak bu rehberlik, insanın kaderini belirlemez; insan iradesi ve Allah’ın takdiri her şeyin üzerindedir.
Fütuhat-ı Mekkiye’de Hz. İdris (a.s.) Hakkında
İbn Arabi’nin Fütuhat-ı Mekkiye adlı eserinde Hz. İdris (a.s.) önemli bir yer tutar. Hz. İdris, hem peygamberlik hem de hikmetin sembolü olarak ele alınır ve onun burçlarla ve göksel ilimlerle olan ilişkisi özellikle vurgulanır.
Hz. İdris’in İlmi ve Kozmik Bilgisi
İbn Arabi, Hz. İdris’i göklerin ve yıldızların sırlarını bilen bir peygamber olarak tasvir eder. Onun döneminde, göklerin hareketleri ve burçların anlamları üzerine yoğun bir bilgiye sahip olduğu ifade edilir. Hz. İdris:
Astrolojinin ilk uygulayıcılarından biri olarak görülür. İlahi ilimle burçların ve yıldızların hikmetini anlamış ve bu bilgiyi insanlara aktarmıştır.
Burçların ve gezegenlerin insan üzerindeki etkilerini açıklarken, bu etkilerin Allah’ın iradesi çerçevesinde olduğunu belirtmiştir.
Hz. İdris ve Zaman Kavramı
Hz. İdris, zamanın düzenlenmesinde ve günlerin burçlarla ilişkilendirilmesinde rehberlik eden bir peygamber olarak anlatılır. Ona göre:
Her burcun ve gezegenin farklı bir zamanı vardır ve bu zamanlarda yapılan ibadetler daha derin bir anlam taşır.
“İlahi Hikmet”, zamanın burçlara bağlı olarak düzenlenmesiyle ortaya çıkar. Bu düzen, Allah’ın kainata koyduğu kozmik dengenin bir yansımasıdır.
Manevi Yolculuk ve Hz. İdris
Hz. İdris’in göğe yükselmesi, İbn Arabi tarafından insanın ruhsal yolculuğuna bir sembol olarak ele alınır. Bu yükseliş, insanın maddi dünyadan manevi olana geçişini simgeler. İbn Arabi, burçlar ve yıldızlarla ilgili ilimlerin, insanın bu manevi yolculuğunda bir rehberlik görevi gördüğünü ifade eder.
Hz. İdris’in yükseldiği katlar, İbn Arabi’nin “yedi nefis mertebesi” öğretisiyle ilişkilendirilir. Her bir kat, insanın nefsini arındırdığı bir burçla ve gezegenle ilişkilendirilir.
Uyarılar ve Sınırlar
İbn Arabi, burçlar ve astroloji konusundaki bilgilerin nasıl kullanılacağına dair önemli uyarılarda bulunur. Ona göre bu bilgiler, insanın Allah’a yakınlaşmasına hizmet etmelidir. Eğer yanlış bir şekilde kullanılırsa, insanı gaflete ve yanlışa sürükleyebilir.
Kehanet ve Falcılığa Karşı Uyarılar
Burçlar ve gezegenlerle ilgili bilgilerin amacı, geleceği görmek ya da kesin kaderi belirlemek değildir. İbn Arabi, bu tür bir yaklaşımın tasavvufun ruhuna aykırı olduğunu ifade eder. Ona göre:
Kehanet ve falcılık, insanı ilahi hikmetten uzaklaştırır. Burçları birer kader aracı olarak görmek yerine, onların manevi rehberlikte bir işaret olduğunu kabul etmek gerekir.
İlmi Bilgi ile Amel Etmek
İbn Arabi, bu bilgilerin doğru bir şekilde kullanılmasının önemini vurgular. İnsan, bu bilgileri nefsini tatmin etmek için değil, Allah’ın hikmetini anlamak ve ona daha fazla bağlanmak için kullanmalıdır. Aksi halde, burçlar ve gezegenlerle ilgili bilgiler, kişiyi yanlış yollara sürükleyebilir.
Manevi Yükseliş için Araç Olarak Kullanım
Burçların ve gezegenlerin etkileri, insanın manevi yolculuğunda birer rehber olabilir. Ancak bu rehberlik, insanın Allah’ın emir ve yasaklarını yerine getirme sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. İbn Arabi’ye göre, insanın nihai amacı Allah’a ulaşmaktır ve bu bilgiler bu amaca hizmet etmelidir.
Muhyiddin İbn Arabi’nin burçlar ve astrolojiye yaklaşımı, metafiziksel bir sistemin parçası olarak ele alınmalıdır. Onun eserlerindeki burçlarla ilgili bilgiler, hem insanın iç dünyasını hem de evrenin düzenini anlamak için derin bir tasavvufi perspektif sunar. Bu bilgiler, günümüz astrolojisinin ötesinde, insanın Allah’a olan bağlılığını artırmayı hedefleyen bir anlayışı yansıtır.
Marifetname Burçlar ve Özellikleri
Türk ve İslam Dünyasında Astroloji
Son Güncelleme 12 Aralık 2024 Akrep