Marifetname Burçlar ve Özellikleri
Marifetname Burçlar ve Özellikleri
Marifetname adlı eserde burçlar ve özellikleri, burç isimleri, burçların özellikleri ve burçlara öneriler.
Marifetname burçlar ve özellikleri hakkında ayrıntılı bilgi veren bir eserdir. Bu değerli eserden çok istifade ettim. Abartılı bulunarak eleştirilen eserlerden biridir ancak önyargıları bir kenara bırakarak yazıldığı yılları da dikkate alıp okursanız tam bir hazine olduğunu göreceksiniz.
Erzurumlu İbrahim Hakkı ve Marifetname Hakkında Kısa Bilgi
Erzurumlu İbrahim Hakkı (1703-1780)
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.’leri, 18. yüzyıl Osmanlı dönemi mutasavvıfı, alim ve yazardır. 1703 yılında Erzurum’un Hasankale (günümüzdeki Pasinler) ilçesinde doğmuştur. Genç yaşta babasıyla birlikte Nakşibendi şeyhi İsmail Fakirullah Efendi’nin müridi olmuş ve onun rehberliğinde tasavvuf eğitimi almıştır.
İbrahim Hakkı, ilmi çalışmalarıyla tanınmış ve birçok alanda eserler vermiştir. Din, tasavvuf, astronomi, matematik, tıp ve edebiyat gibi çeşitli konular üzerinde derinlemesine bilgi sahibidir. En bilinen eseri olan “Marifetname” de bu geniş ilgi alanlarının bir yansımasıdır. 1780 yılında vefat etmiş ve Siirt’in Tillo ilçesine defnedilmiştir.
Marifetname
“Marifetname”, Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın 1757 yılında tamamladığı ansiklopedik bir eserdir. Bu eser, İslam dünyasında ve Osmanlı kültüründe önemli bir yere sahiptir. “Marifetname”, bilimsel bilgiler, dini öğretiler, ahlaki nasihatler ve tasavvufi bilgiler içeren kapsamlı bir kitap olup, çeşitli konuları ele alır.
Ana Konular:
- Astronomi: Gök cisimlerinin hareketleri, burçlar, takvim bilgileri.
- Tıp: Sağlık ve hastalıklarla ilgili bilgiler, tedavi yöntemleri.
- Din ve Tasavvuf: İslam’ın temel prensipleri, tasavvufi öğretiler.
- Ahlak ve Adab-ı Muaşeret: İyi ahlak, insan ilişkileri ve toplumsal davranış kuralları.
“Marifetname”, dönemin bilgi birikimini sistematik bir şekilde bir araya getirerek, halkın kolayca anlayabileceği bir dilde sunmuştur. Bu nedenle, Osmanlı döneminde ve sonrasında uzun süre başvuru kaynağı olarak kullanılmıştır.
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın “Marifetname” adlı eseri, yalnızca bir bilgi kaynağı değil, aynı zamanda bir rehber niteliği taşıyarak okuyucularına manevi ve pratik yaşamlarında ışık tutmayı amaçlamıştır. Marifetname burçlar ve özellikleri hakkında, her burcun karakteristik özellikleri ve göksel etkilerini de konu alır. Yazıldığı döneme göre oldukça zengin bir içeriğe sahiptir.
Marifetnamede Burçların İsimleri
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.’lerinin “Marifetname” adlı eserinde burçların isimleri şu şekildedir
- Koç (Hamal)
- Boğa (Sevr)
- İkizler (Cevza)
- Yengeç (Seretan)
- Aslan (Esed)
- Başak (Sünbüle)
- Terazi (Mizan)
- Akrep (Akreb)
- Yay (Kavs)
- Oğlak (Cedi)
- Kova (Delv)
- Balık (Hut)
Bu isimler, klasik astrolojide kullanılan Arapça burç isimleridir ve “Marifetname”de bu şekilde yer almaktadır. Kitabın eski basımlarında bu isimleri bulmak mümkündür. Özellikler kitapta astroloji ile ilgili kısımlarda geçen şiirsel anlatımlarda bu isimler sık sık kullanılmıştır.
Marifetnamede Gezegenlerin İsimleri
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın Marifetname adlı eserinde gezegenlerin isimleri ve Arapça karşılıkları şu şekildedir:
- Güneş – Şems
- Ay – Kamer
- Merkür – Utarit
- Venüs – Zühre
- Dünya – Arz
- Mars – Merih
- Jüpiter – Müşteri
- Satürn – Zühal
- Uranüs – (Klasik İslam astronomisinde Uranüs bilinmiyordu)
- Neptün – (Klasik İslam astronomisinde Neptün bilinmiyordu)
- Plüton – (Klasik İslam astronomisinde Plüton bilinmiyordu)
Bu gezegen isimleri, klasik İslam astronomisi ve astrolojisinde kullanılan isimlerdir ve Marifetname’de de bu şekilde yer almıştır.
Felek Ne Nemekdir, Ne Anlama Gelir?
Marifetname’de geçen “felek” kelimesi, klasik İslam astronomisi ve kozmolojisinde önemli bir terimdir. Felek kelimesi, Arapça kökenli olup, genel anlamda “gök küresi“, “dünya”, “alem”, “sema” veya “gökyüzü” (TDK) anlamlarına gelir. Daha özel olarak ise, gezegenlerin, yıldızların ve diğer gök cisimlerinin hareket ettiği varsayılan göksel küreleri ifade eder.
Felek Kavramının Anlamı ve Kullanımı
- Astronomik Anlam: Felek, gezegenlerin ve yıldızların belirli bir düzen içinde hareket ettiği göksel kürelerdir (buradan yola çıkarak yörünge de diyebiliriz). Eski astronomi sistemlerinde yedi felekten bahsedilir ve her bir felek bir gezegene aittir. Bu felekler sırasıyla Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jüpiter ve Satürn‘ün yer aldığı gök küreleridir. En dıştaki felek ise sabit yıldızların bulunduğu felektir.
- Tasavvufi ve Felsefi Anlam: Tasavvufta ve felsefede felek kavramı, kader, talih veya zamanın akışı anlamında da kullanılır. Hayatın döngüsel doğasını ve insanın evrendeki yerini ifade eder.
- Günlük Dil: Günümüzde Arapça ve Türkçe’de “felek” kelimesi, şans veya kader anlamında mecazi olarak da kullanılır.
Felek Kelimesinin Marifetname’deki Kullanımı
Erzurumlu İbrahim Hakkı’nın “Marifetname” adlı eserinde, felekler tabirini gökbilimsel terimler olarak sıkça kullanılır. İbrahim Hakkı, dönemin kozmolojik anlayışına göre gezegenlerin ve yıldızların hareketlerini açıklarken bu terimi kullanır. Felekler, gezegenlerin yörüngelerini ve bu yörüngelerin göksel düzen içindeki yerlerini tanımlamak için önemli bir kavramdır.
Özetle, “Marifetname”de geçen “felek” kelimesi, hem astronomik hem de metafiziksel bağlamlarda kullanılan, gök küreleri veya kader anlamına gelen çok yönlü bir terimdir.
Marifetname Burçlar ve Özellikleri
Marifetname burçlar ve özellikleri hakkında verdiği bilgilerle, insanların kişilikleri ve yaşamları üzerindeki olası etkileriyle günümüze de ışık tutabilecek analiz bilgilerine sahiptir. Marifetname adlı eserde burçlar ile ilgili kısım ağırlıklı olarak 10. Bölüm ile başlıyor. Yer yer eserdeki üslubunda yansıması amacıyla alıntılar yapmak istiyorum. Bölüm şu sözlerle başlıyor,
“Burçlar sahibi göğü; burçların şekillerini ve isimlerini; burçların katlarını ve sabit yıldızları; ayın menzillerini; gök cisimlerinin uzaklıklarını dört madde ile bildirir.”
Birinci Madde – Sekizinci Feleği Bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Feleklerin ve unsurların üç tabakası birbirini kuşatıp, biri birine bir derece teğet ve çakışır olmuştur ki, feleklerde ve unsurlarda zerre kadar boşluk kalmayıp, her tarafı dopdoludur. Hepsinin dönüşü başka türlü olup, kuşakları kendilerine kabuk ve zarf olmuştur. Şimdi, en dışta olan kuşak, yukarıda anlatıldığı gibi büyük felektir. Onun içinde bulunan kuşak, sekizinci felektir ki, burçlar feleği ve sabit yıldızlar feleği namıyle meşhurdur. Büyük felek boşluğunda durması ve sabit olması ile anılmıştır. Merkezi, âlemin merkezi olup; kutbu, âlemin kutbundan bir tarafa 23,5 derece eğilimli olup, paralel iki yüzüyle kuşatılmış bir kürevî cisimdir. Yumru sathının üzerinde olan büyük feleğin dip yüzeyine teğettir.
Dip yüzeyinde olan boşluğunda, zühal feleğinin yumru yüzeyine teğet olmuştur. Sayısız sabit yıldızlarla işlenmiş ve süslenmiştir. Hayallerde şekillenen on iki burçla nakışlanmış ve renklenmiştir. Umumi eksen olan felekler feleği (büyük felek) ile âlemin merkezi çevresinde doğudan batıya hareket eder, bütün uydularıyla yirmi dört saatte bir devresini tamamladığından başka, kendine has hareketiyle âlemin kutbundan başka olan kutbu üzere ve güneşitleyiciden gayri iki tarafa kutbu kadar eğilmiş olan kuşağı üzere, batıdan doğuya yavaş yavaş döner. Aheste hareketiyle altında dikilmiş olan sabit yıldızları toptan o tarafa alıp gider.
Yetmiş güneş senesinde kendi kuşağı yörüngesinde ancak bir derece yol alır. O halde ikibinyüz senede bir, bir burcu geçer ve yirmibeşbin ikiyüz senede bir devresini tamam eder. Filozoflar: Bu süre tamamında, denizlerin ve karaların yer değiştirmesinden, bütün âlemin işleri, sırları en iyi bilen Allah’ın takdiri ile baştan ayağa değişir, demişlerdir. Bu feleğin dahi altında, küçük felekler varsaymaya hacet kalmayıp, ancak büyük dairelerden burçlar dairesi; bu feleğin çevresinde, iki kutbu arasında farzolunup, oniki burcun şekilleri bu kuşağının bizzat kendinde olarak belirlenmiştir. Altı büyük daire dahi, bu feleğin iki kutbu üzerinde kesişir farzolunup, sekizinci felek, bu altı daire ile kavun ve karpuz üzerindeki çizgiler şeklinde oniki kısım olup; her bir kısmına bir isim ile burç adı verilip: Meselâ, koç burcu, kova burcu vs. denilmiştir.
Bu bölümden sonra sadeleştirerek kısaca özet geçelim.
Marifetname Burçlar ve Özellikleri
Marifetname’de burçlar ve özellikleri Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz’lerinin kendine has üslubu ile ve geniş sayfalara yayılarak anlatılıyor. Günümüz Türkçesine uygun kısaca Marifetname adlı eserde burçlar ve özellikleri nasıl ifade edilmiş onlara bakalım.
Marifetname Koç Burcu Özellikleri
Koç burcu, cesareti ve liderlik özellikleriyle tanınır. Öncü ruhludur ve zorluklardan yılmaz.
“Koç burcunda doğanlar cesur ve atılgandır, liderlik vasıfları gelişmiştir. Çabuk öfkelenip çabuk sakinleşirler.”
- Cesur ve girişken
- Liderlik vasıfları gelişmiş
- Enerjik ve atılgan
- Hızlı düşünme ve hareket etme
- Çabuk öfkelenme ve çabuk sakinleşme
Tavsiyeler
- Sabırlı olmayı öğrenmelidirler.
- Düşünmeden hareket etmemeye dikkat etmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Çabuk öfkelenmemeye ve sabırlı olmaya çalışmalılar.
- Ani kararlar almadan önce düşünmeliler.
Marifetname Boğa Burcu Özellikleri
Boğa burcu, sabırlı ve kararlı yapısıyla bilinir. Maddi güvenlik ve konfor ön plandadır.
“Boğa burcunda doğanlar sabırlı ve kararlıdır, maddi güvenliğe önem verirler. Sadık ve güvenilirdirler.”
- Sabırlı ve kararlı
- Maddi güvenliğe önem veren
- Sadık ve güvenilir
- Sanat ve güzelliklere düşkün
- İnatçı ve sahiplenici
Tavsiyeler
- Değişime açık olmalıdırlar.
- Maddi konularda aşırı hırslı olmamaya dikkat etmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Sabit fikirli olmamaya çalışmalılar.
- Maddi konulara fazla takılmamaları gerekir.
Marifetname İkizler Burcu Özellikleri
İkizler burcu, zeki ve meraklıdır. Sosyal ve konuşkan yapısıyla dikkat çeker.
“İkizler burcunda doğanlar zeki ve meraklıdır, iletişim becerileri yüksektir. Değişken ve uyumludurlar.”
- Zeki ve meraklı
- İletişim becerileri yüksek
- Değişken ve uyumlu
- Sosyal ve konuşkan
- Kararsız ve yüzeysel
Tavsiyeler
- Kararlarında daha tutarlı olmalıdırlar.
- Yüzeysellikten kaçınmalıdırlar.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Karar verirken daha dikkatli olmalılar.
- Derinlemesine düşünmeye ve odaklanmaya özen göstermeliler.
Marifetname Yengeç Burcu Özellikleri
Yengeç burcu, duygusal ve hassastır. Aileye düşkünlük ve koruyucu bir yapı ön plandadır.
“Yengeç burcunda doğanlar duygusal ve hassastır, aileye düşkündürler. Şefkatli ve koruyucudurlar.”
- Duygusal ve hassas
- Aileye düşkün
- Şefkatli ve koruyucu
- Sadık ve vefalı
- İçine kapanık ve güvensiz
Tavsiyeler
- Duygusal dengeyi korumaya çalışmalıdırlar.
- Geçmişe takılmamaya dikkat etmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Duygularını kontrol etmeyi öğrenmeliler.
- Geçmişe fazla takılmamaları gerekir.
Marifetname Aslan Burcu Özellikleri
Aslan burcu, gururlu ve özgüvenlidir. Liderlik özellikleri belirgindir.
“Aslan burcunda doğanlar gururlu ve özgüvenlidir, liderlik özellikleri belirgindir. Cömert ve yardımseverdirler.”
- Gururlu ve özgüvenli
- Liderlik özellikleri belirgin
- Cömert ve yardımsever
- Dramatik ve dikkat çekici
- Kibirlilik ve egosal davranışlar
Tavsiyeler
- Alçakgönüllü olmayı öğrenmelidirler.
- Başkalarını dinlemeye özen göstermelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Bencillikten ve kibirden kaçınmalılar.
- Başkalarının görüşlerine de değer vermeliler.
Marifetname Başak Burcu Özellikleri
Başak burcu, analitik ve detaycıdır. Mükemmeliyetçilik ve titizlik ön plandadır.
“Başak burcunda doğanlar analitik ve detaycıdır, çalışkan ve titizdirler. Sağduyulu ve pratiktirler.”
- Analitik ve detaycı
- Çalışkan ve titiz
- Sağduyulu ve pratik
- Mükemmeliyetçi ve eleştirel
- Endişeli ve mütevazı
Tavsiyeler
- Mükemmeliyetçilikten uzak durmalıdırlar.
- Rahatlamayı ve dinlenmeyi öğrenmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Kendilerini ve başkalarını fazla eleştirmemeliler.
- Ara sıra dinlenmeye ve rahatlamaya özen göstermeliler.
Marifetname Terazi Burcu Özellikleri
Terazi burcu, adalet duygusu güçlüdür. Sosyal ve zarif yapısıyla bilinir.
“Terazi burcunda doğanlar adalet duygusu güçlüdür, sosyal ve zariftirler. Uyumlu ve dengelidirler.”
- Adalet duygusu güçlü
- Sosyal ve zarif
- Uyumlu ve dengeli
- Estetik ve güzellik anlayışı yüksek
- Kararsız ve yüzeysel
Tavsiyeler
- Karar vermekte daha cesur olmalıdırlar.
- Dengeyi bulmak için çaba sarf etmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Kararsızlıklarını yenmeye çalışmalılar.
- Dengeli ve adil olmaya özen göstermeliler.
Marifetname Akrep Burcu Özellikleri
Akrep burcu, tutkulu ve güçlüdür. Gizemli ve sezgisel yapısıyla dikkat çeker.
“Akrep burcunda doğanlar tutkulu ve güçlüdür, gizemli ve sezgiseldirler. Sadık ve kararlıdırlar.”
- Tutkulu ve güçlü
- Gizemli ve sezgisel
- Sadık ve kararlı
- Dönüşüm ve yenilenme arayışı
- Kinci ve kontrolcü
Tavsiyeler
- İntikam duygusundan kaçınmalıdırlar.
- Duygusal dengeyi korumaya ve zaman zaman yalnız kalmaya özen göstermelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Kinci olmaktan kaçınmalılar.
- Duygusal dengeyi sağlamaya çalışmalılar.
Marifetname Yay Burcu Özellikleri
Yay burcu, maceraperest ve özgür ruhludur. Bilgiye ve öğrenmeye meraklıdır.
“Yay burcunda doğanlar maceraperest ve özgür ruhludur, iyimser ve neşelidirler. Bilgiye ve öğrenmeye meraklıdırlar.”
- Maceraperest ve özgür ruhlu
- İyimser ve neşeli
- Bilgiye ve öğrenmeye meraklı
- Açık sözlü ve dürüst
- Patavatsız ve dikkatsiz
Tavsiyeler
- Düşüncelerini daha dikkatli ifade etmelidirler.
- Sorumluluk almaktan kaçınmamalıdırlar.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Patavatsız olmamaya özen göstermeliler.
- Sorumluluklarını ihmal etmemeliler.
Marifetname Oğlak Burcu Özellikleri
Oğlak burcu, disiplinli ve sorumluluk sahibidir. Azimli ve çalışkan yapısıyla bilinir.
“Oğlak burcunda doğanlar disiplinli ve sorumluluk sahibidir, azimli ve çalışkandırlar. Güvenilir ve sadıktırlar.”
- Disiplinli ve sorumluluk sahibi
- Azimli ve çalışkan
- Güvenilir ve sadık
- Geleneklere ve kurallara bağlı
- Soğukkanlı ve mesafeli
Tavsiyeler
- Sosyal ilişkilerine zaman ayırmalıdırlar.
- Fazla katı ve kuralcı olmamaya dikkat etmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- İş dışında da sosyal ilişkilerine önem vermeliler.
- Esnek olmayı öğrenmeliler.
Marifetname Kova Burcu Özellikleri
Kova burcu, yenilikçi ve özgür düşüncelidir. İnsancıl ve yardımseverdir.
“Kova burcunda doğanlar yenilikçi ve özgür düşüncelidir, insancıl ve yardımseverdirler. İdealist ve orijinaldirler.”
- Yenilikçi ve özgür düşünceli
- İnsancıl ve yardımsever
- İdealist ve orijinal
- Bağımsız ve bireysel
- Duygusal mesafeli ve isyankar
Tavsiyeler
- Duygusal olarak daha açık olmalıdırlar.
- Fikirlerini başkalarına zorla kabul ettirmemelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Duygularını ifade etmeyi öğrenmeliler.
- Başkalarının görüşlerine saygı göstermeliler.
Marifetname Balık Burcu Özellikleri
Balık burcu, duygusal ve hassastır. Empatik ve şefkatli yapısıyla bilinir.
“Balık burcunda doğanlar duygusal ve hassastır, empatik ve şefkatlidirler. Hayalperest ve sanatsal becerilere sahiptirler.”
- Duygusal ve hassas
- Empatik ve şefkatli
- Hayalperest ve ruhsal derinlik
- Sezgisel ve mistik
- Belirsiz ve kararsız
Tavsiyeler
- Gerçekçi olmayı öğrenmelidirler.
- Kendilerini fazla kurban rolüne sokmamaya dikkat etmelidirler.
Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar
- Hayal dünyasında kaybolmamaya çalışmalılar.
- Kendilerini fazla fedakarlık yapmaktan korumalılar.
Marifetname Orijinal Metinlerden Astroloji ve Etkileri
Orijinal metinler günümüz Türkçesine uzak olduğu için anlaması ve kavraması zor gelebilir. Ancak anlatım ve yoğunluk oldukça yüksektir. Anlamadığınız kısımlar olursa sorabilirsiniz. Yeni baskılarda sadeleştirme yapıldığı için yeni basım kitaplar almanızı öneririm. Ben bu yazıda sadece örnek olması açısından bir kaç kısmı ekliyorum. Kitapta astroloji ile ilgili çok fazla ayrıntı olduğu için tamamını buraya eklemek mümkün değil, uygun da olmaz. Lütfen tüm konular için kitabı satın alarak inceleyiniz.
Orijinal metinlerde günümüz astrolojisinde yapılan hataların benzerlerinin geçmişte de yapıldığı ile ilgili kısımlar bulunuyor. Bakış açıları mana boyutu ve dini konularla ilgili ancak mantıkla da açıklamalar yapılmıştır. Marifetnamenin orijinal metinlerinden bazı bölümleri mümkün olduğunca düzenleyerek aşağıya ekliyorum.
Sekizinci Felek
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Feleklerin ve unsurların üç tabakası birbirini kuşatıp, biri birine bir derece teğet ve çakışır olmuştur ki, feleklerde ve unsurlarda zerre kadar boşluk kalmayıp, her tarafı dopdoludur. Hepsinin dönüşü başka türlü olup, kuşakları kendilerine kabuk ve zarf olmuştur. Şimdi, en dışta olan kuşak, yukarıda anlatıldığı gibi büyük felektir. Onun içinde bulunan kuşak, sekizinci felektir ki, burçlar feleği ve sabit yıldızlar feleği namıyle meşhurdur.
Büyük felek boşluğunda durması ve sabit olması ile anılmıştır. Merkezi, âlemin merkezi olup; kutbu, âlemin kutbundan bir tarafa 23,5 derece eğilimli olup, paralel iki yüzüyle kuşatılmış bir kürevî cisimdir. Yumru sathının üzerinde olan büyük feleğin dip yüzeyine teğettir. Dip yüzeyinde olan boşluğunda, zühal feleğinin yumru yüzeyine teğet olmuştur. Sayısız sabit yıldızlarla işlenmiş ve süslenmiştir. Hayallerde şekillenen on iki burçla nakışlanmış ve renklenmiştir.
Umumi eksen olan felekler feleği (büyük felek) ile âlemin merkezi çevresinde doğudan batıya hareket eder, bütün uydularıyla yirmi dört saatte bir devresini tamamladığından başka, kendine has hareketiyle âlemin kutbundan başka olan kutbu üzere ve güneşitleyiciden gayri iki tarafa kutbu kadar eğilmiş olan kuşağı üzere, batıdan doğuya yavaş yavaş döner. Aheste hareketiyle altında dikilmiş olan sabit yıldızları toptan o tarafa alıp gider. Yetmiş güneş senesinde kendi kuşağı yörüngesinde ancak bir derece yol alır. O halde ikibinyüz senede bir, bir burcu geçer ve yirmibeşbin ikiyüz senede bir devresini tamam eder. Filozoflar: Bu süre tamamında, denizlerin ve karaların yer değiştirmesinden, bütün âlemin işleri, sırları en iyi bilen Allah’ın takdiri ile baştan ayağa değişir, demişlerdir.
Bu feleğin dahi altında, küçük felekler varsaymaya hacet kalmayıp, ancak büyük dairelerden burçlar dairesi; bu feleğin çevresinde, iki kutbu arasında farzolunup, oniki burcun şekilleri bu kuşağının bizzat kendinde olarak belirlenmiştir. Altı büyük daire dahi, bu feleğin iki kutbu üzerinde kesişir farzolunup, sekizinci felek, bu altı daire ile kavun ve karpuz üzerindeki çizgiler şeklinde oniki kısım olup; her bir kısmına bir isim ile burç adı verilip: Meselâ, koç burcu, kova burcu vs. denilmiştir.
12 Burç ve İsimleri
Belirlenmiş yıldızlar ile bulunan şekilleri ve burçlar semasının dört katını bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Oniki burcun her birinde, mesela karpuzun her dilimi ortasında yani sekizinci feleğin oniki diliminin her birinin yarısında; belirlenmiş yıldızların toplu görünümü, bir şekle benzer olarak gözetlenip, o burçların isimleri görüntülerine göredir. Mesela koç burcu, sekizinci feleğin sahasında bir dilimdir ki, onun dilimlerinde gözlenen yıldızlar, birer çizgi ile birbirlerine bağlansa, ondan koç şekli görünür.
Öteki burçlar da böyledir ve görünüşlerine göre isim alırlar. Bu feleğin tamamen boşluğunu dolduran sayısız yıldızlardan, eski filozofların gözlemleri gereğince; bin yirmi iki ışıklı yıldızı içeren hayvan ve eşyaya benzer kırksekiz suret hayal edilmiştir. Üç yüz kırk altı gözetlenmiş yıldızın şekillenmesiyle on iki şekil belirlenmiş ve on iki burç adıyla isimlendirilmiştir. Bu suretlerin yirmibiri kuşağın kuzeyinde bulunup, onlarla üçyüzaltmışaltı yıldız zat olunmuştur. Kırk sekiz suretin kalanı olan onbeş suret, kuşağın güneyinde bulunup; gözetlenmiş yıldızlardan üçyüzonaltı yıldız dahi bunların sahasında belirlenip, sayılan binyirmiiki yıldız tamamıyla tesbit edilmiştir.
Oniki burcun isimleri şunlardır:
1- Koç, 2- Boğa, 3- İkizler, 4- Yengeç, 5- Aslan, 6- Başak, 7- Terazi, 8- Akrep, 9- Yay, 10- Oğlak, 11- Kova, 12- Balık.
Burçlar kuşağının kuzeyinde üçyüzaltmış yıldız gözlenmiş olup, yirmi bir surete tatbik edilmiştir. İsimleri şunlardır: Küçük ayı, büyük ayı, Keykavuş, kuş… Güneydeki dörtyüzaltı yıldıza, yirmiyedi surete benzeyip, isimleri böyledir: Kitas, cebbar, tilki, köpek, gemi… Bütün bunlar sadece gözetlenebilen yıldızlardır. (Bugünkü bulgularla bu sayı seksensekiz olarak tesbit edilmiştir). Mesela kehkeşan (samanyolu) da bulunan yıldızların henüz sayıları tesbit edilememiştir. Öte yandan yıldızların, yere uzaklığı ve yakınlığından mı küçük veya büyük göründükleri henüz meçhuldür. Doğrusunu ancak Allah Taâlâ bilir.
Oniki burcun altısı, güneşitleyici dairenin kuzeyinde olmakla, bunlara: Kuzey burçları derler. Altısı dahi güneşleyicinin güneyinde olduğu için, onlara:Güneyburçlarıderler.
Kuzey burçları: Koç, boğa, ikizler, yengeç, arslan ve başaktır.
Güney burçları: Terazi, akrep, yay, oğlak, kova ve balıktır.
Bu burçların dördüne: Değiştiren derler;
dördüne: Sabit ve
dördüne: Karıştıran derler.
Değiştiren burçlar: Koç, yengeç, terazi ve oğlaktır. Bunlara değiştiren denmesinin sebebi: Güneş unlardayken bir mevsimden bir mevsime geçmiş olur. Ama koçta güneş bulunduğunda, zaman kıştan bahara döner. Güneşin yengece girmesiyle zaman, bahardan yaza döner. Güneş teraziye girdiğinde, zaman, yazdan sonbahara döner. Güneş oğlağa girdiğinde, zaman, sonbahardan kışa döner. Koç burcunun başlangıcına, ilkbahar noktası; yengeç burcunun başlangıcına, yaz dönümü; terazi burcunun başlangıcına, sonbahar noktası; oğlak burcunun başlangıcına, kış dönümü derler.
Sabit burçlarsa: Boğa, aslan, akrep, kova burçlarıdır. Bunlara sabit denmesinin sebebi: Ne değiştirenler gibi değişme noktasında kalır, ne karıştıranlar gibi iki surette belirirler.
Karıştıranlar: İkizler, başak, yay ve balıktır. Bunlara bu ismin verilmesinin sebebi: Güneş bu burçların paralelinde iken, her birinde zaman, bulunduğu durumla diğer durum arasında karışmıştır. İkizlerde, zaman, ilkbahardayken, yaza dönüp yazla karışır; Başakta zaman, yazdayken sonbaharla karışır; yazdayken, zaman, sonbahardayken kışla karışır. İkizlerde, zaman, kıştayken ilkbaharla karışır.
Sonraki filozoflar, nazarında oniki burçla yedi gezegen, tıpkı dört unsur gibi değişik tabiatlar üzeredirler. Onlar, her üç burcu bir tabiatta bulup, burçlar tirigonometresi adını vermişlerdir
Koç, aslan ve yay burçlarına ateş üçlüsü derler ki, her birinin tabiatı, sıcaklık ve kuruluktur.
Boğa, başak ve oğlak, toprak üçlüsü dürler ki, her birin tabiatı; soğukluk ve kuruluktur.
İkizler, terazi ve kova, hava üçlüsü dürler ki, her birinin tabiatı, sıcaklık ve rutubettir.
Yengeç, akrep ve balık, su üçlüsü dürler ki, her birinin tabiatı, rutubet ve soğukluktur.
Şimdi sırasıyla bu burçlara: Ateşsel burç, topraksal burç, havaî burç ve susal burç derler.
Oniki burcu bu minval üzere sayarlar. Öte yandan oniki burcun bazısını erkek, bazısını dişi tabiatte bulup, bazılarını gündüze, bazılarını geceye nispet etmişlerdir ki: Altı burç erkek, altısı dişidir.
Erkek olanlar: Koç, ikizler, aslan, terazi, yay ve kova burçlarıdır ki, bunlar tekil burçlardır.
Dişiler Boğa, yengeç, başak, akrep, oğlak ve balıktır ki, bunlar ikildir.
Şimdi, koç burcundan başlayıp, sırasıyla burçları, bir erkek, bir dişi sayarlar ve oniki burcun tamamına değin giderler. Ateşî ve havaî üçlerde erkek burçlar bulunup; topraksal ve susal üçlülerin tümü dişi bulunup: Gündüzsel erkek ve gecesel dişi olmuştur.
Burçlarla ilgili tablolar aşağıdadır.
Burcun durumları
İlkbahar | Yaz | Sonbahar | Kış | |
Değiştirenler | Koç | Yengeç | Terazi | Oğlak |
Sabitler | Boğa | Aslan | Akrep | Kova |
Karıştıranlar | İkizler | Başak | Yay | Balık |
Sabit yıldızlardan olan ayın konaklarını isimleri ve şekilleriyle; burçlar feleğinde olan mekanlarıyla ve kırk enlemde doğuş ve batışlarını yerleri ve vakitleriyle bildirir.
Ey aziz, malum olsun ki, Hak Taala Kelam-ı Kadim’inde: “Ay için de konaklar tayin etmişizdir,” (36/39) buyurduğu ayın konakları yirmi sekizdir ki, bu, burçlar feleğinde sabit olan gözlenmiş yıldızlardan burçlar kuşağının yakınında bulunup; ay, kendi feleği kuşağında batıya hareketiyle koç burcunun yarısında güneş ile karşılaştıkça; her gece bir yıldız beraberine geldikçe, o yıldız bir konak itibar olunmuştur.
Ay, süratli hareketiyle oniki burcu yirmisekiz günde kat edip ve devredip, yine yerine döndüğünden, yirmisekiz konak bulunmuştur. İlk konak şeratin, son konak ise reşa olarak isimlendirilmiştir. Her iki konak arası oniki derece elliiki saniye olmakla; oniki burcun her biri yirmisekiz konaktan iki konak ve üçtebir konağı yaklaşık olarak içermiştir. Bu durum, altı sene önce yazılmış olan şu manzumede anlatılmıştır.
Marifetname’de 12 Burcun İsimleri
Oniki burca isimler bunlardır:
Koç, boğa, ikizler, yengeç, aslan, başak, terazi, akrep, yay, oğlak, kova, balık. Koç, yılbaşı sayılır.
Çünkü altı burç, otuz payı geçmiştir. Yılın günlerini üçyüz altmışbeş bil. Sekizinci felektedir resimler parçası. Bütün sabit yıldızlar ondadır. Doğuya dönüşü hızlıdır. Hep doğuş ve batış o dönüştür. Oniki burç, yirmidört saat içre bir dönüşü rahat tamamlar. Burcun yarısı yarım saat döner. Saat onbeş derecedir. Dördüncü felekte gün süslenmiştir. Yer üstünde kıymetli taşlardır. O felek, güneş seyrini devreder. Onda yıldız ve güneşten gayri yoktur. Batıdan doğuya gün gider her gün.
Göğün, üçyüz altmışbeş derecesinden bir derece güneş günde seyr eder. Böylece ay da bir burcu kat eder. Her ay birine geçer. Yıl tamamında yerine gelir. Eşitlik çizgisinde, gece ile gündüz eşittir. Enlemi kırk olan yerde ola bu. Oğlağa gelse, gün aydındır. O zaman en soğuk günler başlangıcıdır. Gecenin saati o zaman onbeş olur. Gündüzün saati, dokuzu bulur. O zaman gece, günden altı saat alır. Üç gün üç gece bir karara kalır. Sonra gün, yavaş yavaş uzar. Ta koç evvelini bu güneş bulur. Gün koça nakledende, gece gündüz eşitliğine gele. O zaman gün doğandan bitene dek, noksansız oniki saat ola.
Gün bitenden doğana dek gece de, oniki saat ola, eksik olmaya. Hem yeni gün gün uzar. Yengeç evvelini güneş ki bulur. Günün saati o günde onbeş olur. Gecenin saati dokuzu bulur. O zaman gündüz, geceden altı saat alır. Üç gün üç gece o kararda kalır. Sonra gün gün gece uzar. Ta ki terazinin evveline gelir. Terazinin başlangıcına gün gelse, gece ve gündüz de beraber olur o gün. Çünkü koç evveliyle bu, birdir.
Doğu ve batı, ikisine bir yerdir. O halde yine gün gün gece uzar. Ta güneş oğlağın evveline gelir. Bu yılda bir yol daimi dönüştür. Mim enleminde bu halde durmaktadır. Dördüncü felekte güneş her nicedir? Ay da bu felekte öylecedir. Birinci felekte ay, aynadır. o bizzat parlak ve yoğundur.
Güneşin ziyasi süreklidir. Güneş ile ayın nuru kaimdir. Ay, karanlık ve yuvarlaktır. O güneşten yana münevverdir. Yeri çünkü yerle güneşin arasıdır. Yere doğru çakışma, karasıdır. Ertesi gece, hilal görünür. Nurlu yandan bize hayal görünür. Gün gün ay, güneşten ırak olup, yere doğur yüzü berrak olur. Dördüncü menzilini ay seyr eylese, güneş ve ay arasına yakın la yer. Güneş ile ay hoş mukabil olur. Ondördü görünür, olgun olur. Çünkü güneşin aynasıdır bu ay. Gece karanlığını salt nur eder. Ay da güneşe yakın oldukça, azar azar görünür nursuz yer. Parlak güneşi bulduğunda, bize doğru donuk yanı döner. Bu, ayda bir yol sürekli devirdir. Bu çakışma ve bu bedridir. Gün oniki burcu bir yıl keser, ay bir ayda hepsini kateder.
Batıdan doğuya ay da dolaşır. Günde oniki derece yer oluşur. Güneş ile ay çakışmayı bulur, ertesi gece ay önce olur. Günde oniki cüzü o güneş geçer. Oniki burç, yirmisekiz ölçer. O halde menziller yirmisekiz olur. Her birine nişanı, yıldız olur. Her nişanın bir ismi ve resmi var. Ey dost, tertiplenmiş say, yeriyle bil. (Burada tali yıldızların adları sayılıyor.) Gökyüzünde ayın menzillerini bilmek istersen, geceye bak. Gözle hem parlak güneşi. Terazinin başlangıcını bulduğunda, güneş ufukta göründüğü gün, doğu noktası odur, nişan eyle. Hem o gün ufukta batanda, batı noktası o yeri bil. İki yandan iki nokta ortasını al, güney ve kuzey noktalarını nişan kıl. Bu dört nokta ortasını tahmin kıl, ufuktan ekiz nokta belirle. Ufku üçyüz altmış ayak farzet. O halde doğu ve batıyı ondan say. Kırkıncı enlemde menziller, o ufuktan bu resme doğru doğa bata.
Yarım saat evvel gece geçe, menzillerin başlangıcı ortaya çıka. Doğu noktasının kuzeyinden, hem yirminci cüzü hilalinden, iki parlak yıldız yüksektir; biri güneyde, biri kuzeydedir. İkisi arasını bir zira ay, yirmi sekiz; koştur, onlara yer. O güneydeki sabittir. Bir küçük yıldız, ismi batındır. İki parlak yıldızdan geri ola biraz. Batın da ayın ikinci menzili. Doğu noktasının kuzeyine bak. Noktadan kırk derece ırak doğa. Üç küçük yıldız, üçgen var. Boğa burcunun önünde karar kıldı. Çünkü o gece iki saat geçe, üçüncü menzilde ülker ortaya çıkar. Doğu noktasının kuzeyinden, otuz derece bitiminden huşe şeklinde altı yıldızdır.
Boğanın yirmidördü bellidir. O gece üç saat ve çeyrekte heman, dördüncü menzile zebran doğa. Noktadan on sekiz derece kuzey, o durumda beşinci yıldızı doğar. Dal şeklinde beş yıldızdır, ikizlerde yere sekizdir. O gece dört buçuk saat, hücum etme, beşinci menzil huka doğa. Doğu noktanın kuzeyi, sekizinci cüzde, şının noktası şeklidir. Başı cebbar, adı üç gizli yıldız. İkizler burcunda gözle; o gece beş buçuk saat geçse, hüna altıncı nokta zuhur ede. Doğu noktasının kuzeyine bak; noktadan onsekiz derece ırak, kuzey ve batısı büyük iki yıldız, yengecin beşinci cüzünde parlak. Beş saat bekle o gece ile uyanık, yedi arşında ayı göresin. Doğu noktasının kuzeyine git, noktadan kırk derece tahmin et, iki parlak yıldızdır hemen sonra. Batısı, Şam şairlerinin sanıdır.
Odur, o kuzeyli bir yıldız. Yengeçten beridir onsekiz, olsa saat yedi o gece tam görünür sekiz seçkin konak. Doğu noktasının kuzeyine gel, her yirmibeşinci cüzünü al, küçük yıldızlardan bulut parçasıdır. Dört yıldız karenin arasıdır. İsmi Yemen şairleridir, bil. Hem aslan evvelindedir hasıl çünkü, sekiz saat o gece geçse, görünür tarafa dokuz kere bak. Doğu noktasının kuzeyinde, hem otuzuncu cüzü bitiminden iki yıldız; biri aslandandır, aslanın onbeşinde parlaktır; sekiz ve yarım saat o gece geçse, ayın onuncu yüzü ortaya çıkar.
Doğu noktasının kuzeyini al, ta yirminci cüzüne gel. İniş-çıkışlı bir çizgi üzere dört yıldız, güneyi büyük ve ışıklı hep oldu aslanın yıldızı büyük yıldız. Hem aslandan beri yirmisekiz olsa saat dokuz buçuk o seher, ziredir onbirinci doğa meğer, doğu noktasının kuzeyine var, kıl yirmibeşinci cüzde karar. Koşa yıldız, güneylidir parlak, başak onbeşi ona mesken. Çünkü doğar onunla gün bile. Noktadan şarka kuzeye farkı iva, sarfa o yıldızı, o kadarını ayın onikinci menzili küçük yıldız kuşattı, nişan başak sonudur ona mekan. Oldu iva beş yıldız parlak. Terazinin onbeşinde mekan tuttu. Menzilden onüçüne hemen doğuşundan o gece bulundu mekan. Kalanını batı ile bil o zaman. Batıya bak o gece, hem de nişan eyle. Çünkü o gece geçe, dört menzil de ufukta gider.
Batı noktasına iyi bak. Betar onda semak silahsız bil. İsmi başak fahzı ey can. Resmi yirmibeş terazidir ta ki, üç saat o gece gire. Hem gufre onbeşte ancak iner. Batı noktasının kuzeyini al, her yirmisekiz derecede kal. Bir kavisli çizgi üzere üç yıldız, akrepin birinci cüzü yeridir. Bir ismi semek ve bir ismi ramıhdır. Üçtü mızrak ve kendi yaralayıcıdır. Dört menzil, burçlar sırası üzere, onbeşinden evvel ine. İşte zeyrek saat o gece, güneş parlayarak batar. Batı noktasının güneyine var, ondan ondokuzuncu cüzde batar. İki yıldız karşılıklı ve berrak, ikinin arası bir mızrak, bir cüzde batar. İki yıldız karşılıklı ve berrak, ikinin arası bir mızrak, bir ismi de terazi pelesi, akrep burcu önüdür ona mekan.
O gece iki saat karanlık olur. Tac oldum, onyedinci batar. Batı noktasının güneyine bak, noktadan otuz derece ırak yer var. Aynı çizgide olmayan üç yıldız, ışıklısı akrebin cephesi oldu. Ey dost, bir ismi de akrep oldu. Akrep burcunda yirmidört yer, bekle saat ikibuçuk ola ta onsekiz, hem akrebin kalbi onda bata. Batı noktasının güneyini bul. Otuzüçüncü cüzünün batısını bul. Kavisli bir çizgi üzere üç yıldız. Altıncı yay burcu ona tâlibtir. Akrebin kalbiyle birlik şöyle varıp, batı noktasının güneyine bak, noktadan kırkdokuz derece ırak koca yıldızdır, ikisi berrak, buldu ayın yirmisinde durak. O gece oturup dört saat bekle. Yirmidir ay durağı bata. Batı notasının güneyini bul, otuzüçüncü cüzüdür ona yol. Dört yıldızı küçük, dördü büyüktür. Oğlak evvelinde karar tuttular. O gece beş saat daha uyuma, ta ki yirmibirinci belde bite. Batı noktasının güneyini al, ta yirmisekiz dereceye gel, felek kuşağıdır ki sâde olur, yıldız etrafına gerdanlık olur. Ey can, herbir adı gerdanlıktır, oğlak burcunun ortasını etti mekan, Şayet gece yedi saat gidici olsa, bata yirmi iki, adı zebayih.
Batı noktasının güneyini al. Ondan onsekizinci cüzde kal. Kuzeyde iki yıldız büyüktür. Bir küçük yıldız, adı koyun. Zebayih onu kurban eder gibidir… Kova burcu üçüne mekan oldu. O gece yedibuçuk saattir, üzülme. Yirmiüç inince yutucudur. Batı noktasının güneyini nice noktadan say yirmiüç derece. İki aydınlık yıldızdır ki yakın, bir küçük yıldız aralıkta garip. O küçük yıldız kuzeye yakın, yeri kovanın ondördüdür. Eğer o gece dokuz saat geçse, yirmidördüncü yükseliş o demde gider.
Batı noktasının güneyini bul. Sekizinci cüz, ufukta ona yoldur. Kavisli bir çizgi üzre üç yıldız, kova burcunda yer onsekiz. Onbuçuk saat o geceyle bak, ehbib yirmibeşine seher batı noktasına yakın ve güney dört yıldız, üçü üçgen olup, dördüncü saad ve de redif ona isim. Beşincisi balık burcunu kıldı mekan. Doğuya bak hem o akşam tevfik et yükselişiyle her birin incele ki, önceki dahi gecikmiş hem doğalar güneş batmadan önce. Akşama birbuçuk saat varken, ikisi birlikde doğmuş ola. Doğu noktasının kuzeyinden, yirmibeşinci cüzün bitiminden doğa önce bir kolu açıkça. Aslı bir yıldızdır, güneyi hemen ikisinin arası bir mızrak, balıktan panzede hem o şubeye durak.
Doğu noktasının kuzeyine git, hem otuzbir derece tahmin et, onda gecikmiş nur doğmuş ola. Kolu aslından önce ortaya çıka. İki yıldız ki uzaklığı bir mızrak. Kolu balık sonunda hoş burak. Doğuya bak, yatsı yerini bul, doğmuş yirmisekizinci serpinti, guruba bir saat kalmış iken. Doğudan doğmuş ola o rahat. Doğu noktasının kuzeyinden, hem otuzuncu cüz bitiminden iki yıldız ki, doğu ve batısı gemiler gibi dizili yıldızlarladır. Şekilleri sanki yumurta biçimindedir.
Hâlâ hem koç onbeşindedir. Koç burcunun yarısında çakışsa ay, güneşten bu resme ırak ola. İlk menzil şeratin olur. Bu tertip ile raşaya deği, yirmisekiz ygün içre ay bu menzillerden hep geçe. O yirmisekiz günüyle geçer güneş de geçer günde bir derece. Çün yirmidokuzbuçuk gün olur, güneş ile ay çakışır. O sebebden bir ay yirmidokuz gün hesap olunur, öbür ay otuz. Sonra her ne gece istense, bu menzilin sayılışı tamam olur. Güneşe bir derece olduğun gece ki, ne burcun kaçındadır o gece, hesap kıl terazinin başlangıcından. Güneş ondan ne miktarı geçti bil. Bir burcu iki saat geçe o dem hep menziller önce doğup batar.
Şu halde her onbeş gecede bir saat ileri, sabit yıldızlar hızlanır ki, güneş her gün iki kursu kadar seyredip doğuya, batıya geç gider. Her ne geçse buna kıyas olunur, bu hesap üzere hepsi bulunur. Ne zaman güneş koçun evveline geçer. İş ters olur, kolaylı gelir. Doğudan çıkan yıldız, batısıyla bilinmek olur hep, olur, kolaylı gelir. Doğudan çıkan yıldız, batısıyla bilinmek olur hep, batısından açıklanan el’an doğusundan bilinmeli o zaman. Nereden doğa, karşısında batar. Kande batsa karşısında doğar.
Menziller belirlemeyle bilindi. Oniki burcu, bundan tahmin et. Ta ki gezegen ve sâbit ola ayân. ne yıldız, ne burcu mekan kıldı? Yıldızlar hoş bilindi ey Hakkı, felekleri seyret, Hak’kı fikir kıl.)
Yedi Gezegen Yıldızın ve Dört Keyfiyetin Tesirleri
Ey aziz, malûm olsun ki, kelamcılar demişlerdir ki: O müneccimler ve tabiatçılar ki, Yaratıcı olan Allah’ı tanımaktan mahrum olmuşlardır. Onların bütün işleri, yıldızlara ve tabiatlara dayanıp, dalalette kalmışlardır.
Bunların misali o iki karıncadır ki, bir kâğıt üzerinde yürürken bir nakş ortaya çıkar. O anda karıncanın biri şâd olup, der ki: “İşlerin hakikatinin kalemden vücuda geldiğine muttali oldum.” Bu karınca, en son derecede olan tabiatçı gibidir ki, bütün tasarrufları, sıcaklığa, soğukluğa, rutubete ve kuruluğa havale etmiştir. Karıncanın öbürü dahi dikkatle bakıp, görür ki; kalemin hareketi kendisinden değildir. O, parmakların iradesiyle olmuştur. O zaman sevinip, önceki karıncaya der ki: “Sen galat etmişsin ve durumun hakikatini idrakten ırak gitmişsin. Zira ki, işlerin oluşu kalemden değildir. Belki bütün tasarruflar parmaklardandır. Kalem ise parmaklar arasında mecbur ve boyun eğmiştir.” Bu karınca ise, o müneccim misalidir ki; işlerin tasarruflarının tümünü yıldızlara isnat etmiştir. Bilmez ki, kendi dahi bilmeyip hataya gitmiştir. Zira ki, yıldızlar meleklerin elinde mecbur ve çaresizdir. Meleklerse, Hak Taâlâ’nın emrine itaatkâr ve boyun eğicidir. Hepsi onun iradesiyle sâkin ve hareketlidir.
Biçare tabiatçı ki, tasarrufu tabiatlara isnat eylemiştir; o, sözü gerçek söylemiştir. Zira ki, tabiatların tasarrufta katkısı vardır. Eğer katkısı olmasaydı tab ilmi bâtı olup, hastalıkların ilâçları gereksiz ve âtıl olurdu. Halbuki insan anatomisi meşrudu ki, onu öğrenmeye izinliyiz. Şu halde o tabiatçının hatası ancak budur ki, görüşü zayıf olup, topal eşek misali o menzilde yatmıştır da orasını bilmemiştir. Tabiatçı dahi hak Taâlâ’nın yed-u kudretindedir ve tasarrufları onun tesiriyledir.
Biçare müneccim de demiştir ki: Güneş bir yıldızdır ki, âlemde sıcaklık onunladır. Işık onunladır. Eğer güneş olmasa idi bitkiler ve canlılar bulunmazdı. Gece ve gündüz fark olunmazdı. Ay bir yıldızdır ki, meyvelerin lezzeti onunladır. Eğer güneş olmasa idi bitkiler ve canlılar bulunmazdı.
Gece ve gündüz fark olunmazdı. Ay bir yıldızdır ki, meyvelerin lezzeti onunladır. Gecenin nuru onunladır. Eğe ay olmasa idi çiçeklerde ve meyvelerde tabii kokular, şaşırtıcı renkler ve lezzetler bulunmazdı.
Hafta, ay ve sene fark olunmazdı. Güneş, sıcak ve kurudur; ay soğuk ve rutubetlidir Şu halde yıldızlar bu keyfiyetleriyle (nitelik) âlemde mutasarrıftır. Müneccim bu sözlerinde sâdıktır. ancak şunda yalancıdır ki, işleri yıldızlara isnat etmiştir. Yıldızlar ise, Hak’kın emriyle bu tasarruflara yetmiştir. müneccim bunu idrak etmemiştir ki, bütün eşyada mutasarrıf ve müessir ancak Hak Taâlâ’dır.
Müneccimle tabiatçının ihtilâfları, o iki köre benzer ki; biri filin hortumunu ve biri ayağını tutmuştur. Biri der ki: Fil, bir oluk gibi nesnedir. Öbürü der ki: Fil, bir direk gibi nesnedir. Her biri, kendi tuttuğu uzvun vasfında doğru söylemektedir. Lâkin filin bir uzvuna tamam fil budur, dediklerinde hata etmişlerdir.
Yıldızların ve tabiatların tesir ve tasarrufta katkıları vardır. Lâkin tesir ve tasarruf, onlara münhasır ve mahsus değildir, belki yıldızlar ve tabiatlar, Yaratıcı ve Hakim olan Allah’ın, âletler misali hizmetçileridir. Mesela bir padişah, bir büyük saray bina edip, onda kendi veziri için bir özel örş hazırlasa ve o köşkü etrafında bir avlu peyda edip, onda oniki hücre bina eylese ve her bir hücrede bir nâib nasb eylese; ta ki vezir-i âzam, içeriden her ne buyurursa onun emrini taşraya tebliğ edeler. O hücrelerin kapıları üzerinde yedi atlı nakib yani beyler tayin eylese, ta ki hizmette hazır olalar.
Padişahtan vezire ve ondan nâiblere ve onlardan nakiblere ârit olan emir ve hükümleri taşrada icra kılalar. Taşrada da dört yaya zâbit koysa, ta ki ellerinde kementler tutup, padişahın emriyle bazı insanları bağlayıp, dergâha getireler. Bazısını dahi derghahdan reddedip, süreler. İmdi, bu misalimizde padişahtan murat, âlemlerin rabbi olan Allah’dır. Büyük saray arş-ı azamdır. Vezir-i azam ilk akıldır. Köşk kürsüdür ki, vezir-i azamın makamıdır. Avlu sekizinci felektir ki, oniki burcunda oniki melek vardır. Atlı nakibler yedi gezegendir ki, onlar gece gündüz o burçların kapılarını dolaşıp hizmet ederler Yaya zâbitler dört unsurdur ki, kendi vatanlarından hareket etmezler. Sıcaklık, soğukluk, rutubet, kuruluk ört kement benzeridir ki, ateş, hava, su ve toprağın ellerindedir.
Bir kimsenin durumu değişikliğe uğrasa, üzüntü ve gam istilasıyla şaşırıp kalsa ve dünyadan yüz çevirip, el çekmek zamanı gelse; onu hakkına tabib der ki: Buna sevda hastalığı üstün gelmiştir, malihülya illetini bulmuştur. Bunu etimon şerbeti ile ilaçlamak lazımdır. Tabiatçı dahi der ki: Bunun hastalığı, tabiatına kuruluk üstün geldiğindendir ki dimağı üzere istila etmiştir. Tabiatının kuruluğuna sebeb kış havasıdır. Bahar gelip, rutubet havası üstün olmadıkça buna ilaç olmaz. Müneccim de der ki: Buna, sevda ârız olmuştur. Sevda ise utarid ile merih arasında kötü bezerlik oluşmasından meydana gelir. Utaride iki kutlunun yaklaşmasıyle üçlenme erişmedikçe bunun hali iyiye gitmez. Halbuki bunların hepsi sözlerinde doğrudur. Zira ki, her biri aklı erdiği kadar söylemiştir.
Neylesinler ki, cüzî akılla aslına ermemişlerdir. Ama hakikatte onun aslı budur ki: Kaçan bir kimseye saadet ikbal edip, Hak Taâlâ ona hidayet etmek murat eylese, o kimseye iki kuvvetli nakib havale eder ki, uturidle (Merkür) merihtir (Mars). Onlar dahi unsurlarla yaya olan zâbitlerle emrederler ki: Kuruluk kemendii o kimsenin boynuna takıp, kuruluğu başına ve dimağına havale ederler. Onu dünya lezzetinden yü çevirtip, hüzün ve gam kamçısıyle sevk edip, irade yularıyla Hak’ın huzuruna yedeler. Bu hakikati bu şekilde idrak, ne tıp ilmiyle ve ne tabiî hikmetle ve ne yıldızların hükümleriyle hâsıl olur.
Belki Nübüvvet ilmiyle ortaya çıkar ki, her şeyi kuşatan ezelî ve ebedî padişahı bilmiş ola. Zira ki, Hak Taala kendi sevdiği kullarını, kâh mihnet ve bela ile ve kâh sevda hastalığıyle cenab-ı izzetine davet eder ki: “Ey benim kullarım! Sizin bela ve mihnet sandığınız, benim lutuf ve sevgimin kemendidir ki, huzurumda muhterem olan kullarımı onunla kendi rıza ve cennetime ve huzur-u izzetime davet ve cezb ederim.” Nitekim haberde: “Muhakkak ki bela, önce peygamberlere, sonra velilere, sonra benzerlerine, benzerlerine… vekil olur,” diye vârid olmuştur. (Bı kısma kısa bir açıklama getireyim. Rahat ve rehavet insanda nefs ve maddeyi güçlendirir. Sıkıntı ve sorunlar ise ruhu ve manayı güçlendirir. Rahatta olan manadan uzaklaşır, Sıkıntıda olan ise manaya yaklaşır Allah’a sığınır. Başka bir çözüm bulamaz.)
Astronominin hikmetlerinden bu miktarca açıklamayla irfana vesile olan fikretme ve düşünme, cihanın yaratıcısının sanatlarını öğrenme kolaylaşıp; yüce isteğimiz olan Mevla’yı tanıma hâsıl olmuştur. Şimdi bir miktar dahi unsurların ve bileşiklerin durumlarını açıklayıp, yapılarında oluşum ve bozuşum olanların esrarını a açıklamak uygun görülmüştür. Ta ki mütalaa eden akıl sahiplerine ibret verici olup, sürur ve huzur ile gönülleri dolup, lisanlarının virdi Mevla’nın tesbihi ola. (Melekûtun ve mülkün sahibi Allah münezzehtir. Mabutların meliki münezzehtir. Mevcutların belli ki münezzehtir. Kuddüs, sübbuh, ölümsüz ve uykusuz olan diri melik münezzehtir. Ey Rabbimiz, meleklerin ve ruhların rabbi. Celle celalihi ve amme nevalihi!).
Gezegenlerin Tesir Saatlari
Yedi gezegenin birbirine nispetle benzerliklerine ve yeryüzünde âfâk itibariyle tesir saatlerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, ibret alanlar ve hayret edenler demişlerdir ki: Bu âlem, misli görülmemiş ne şaşırtıcı bir icattır! Bu felekler ne garib sanat ve hikmettir! Bu cihanı tanzim, ne nihayetsiz kudret ve azamettir. Hakim ve yaratıcı her şeyden münezzehtir. Bu yıldızları ve felekleri, bu görüntü ve tertip üzere yaratan Allah Taâlâ’ya nice yüzbin kenre hamd ve senalar olsun ki, bizlere lütuf ve inayet edip, güneşi gezegenler ortasına koymuştur ki, yeryüzüne itidal üzere hayat bahş eder. Eğer güneş, bu tesiriyle, ay feleğinde olsaydı, sıcaklığının şiddetinden yeryüzü yanardı. Eğer burçlar feleğinde olsaydı, soğuğun şiddetiyle tabiatlar bozulurdu. Şu halde yedi gezegen ortasında cihan sultanı ve öteki gezegenler ona asker ve yardımcı olmuştur.
Ay vezir, Utarit (merkür) kâtip, zühre (Venüs) sâzende, merih (Mars) asker, müşteri (Jüpiter) kadı, zühal (Satürn) hazinedâr benzeridirler.
Burada bulunan samanyoluna, Kâbe yolu derler. Araplar: Gök kandili, yıldızlar anası ve Acemler: Kehkeşan derler. Bunun hakikati, burçlar feleğinde anlatılan altıncı değerin en küçüklerinden olan sabit yıldızlardır. Bunlar, birbirine yakın olduklarından, birbirine temas edip, beyaz bulutlar gibi görünmüştür. Lakin bu yolun, gece evvelinde bir başı güneyde, bir başı kuzeyde bulunup; gece yarısında güney başı batıya ve kuzey başı doğuya varıp; gecenin sonunda batı başı kuzey ve doğu başı güney olup, bize nispetle değirmen gibi dönmesinin hakikatinde akıllar hayrette kalmıştır. Gerçi bu konuda çok şey söylenmiştir. Mülkünde olanların hakikatlerini Allah daha iyi bilir. Fakat yedi gezegen yıldızın, yeryüzünde, ufuklarda, saat be saat nöbete olan tesir saatlerini, bu tarihten önce tabir ve beyan eylediğimiz Türkçe manzume, bu makama münasip görülüp yazılmıştır.
NAZM
Hüda’ya şükür kim halk etti bunca encüm ve eflak Salat ol dostuna olsun ki şanında demiş “lavlak” Ve bade Hakkı der lim-i felek sırrın ayan ettim Otuz beyt içre nahs ve sa’d sââtı beyan ettim
İki âlemde bir bildim müessir zât-ı Mevlayı Veli rabt eylemiş esbaba ednâyı hem a’lâyı
Eğer bilmek dilersen olduğun saat ne saattir
Ne kevkeb hükm eder ol dem nehûset ya saadettir Yedi gece yedi gün gün batıb doğduğu ân içre Yedi seyyareden bul kangı hâkimdir zaman içre
Ki her gün haftadan her gece bir seyyarenindir kim O eb ol ruzun evvel saatinde hem odur hâkim Heman hıfz et yedi lafzını yedi gün ybil yedi kevkeb Edes biyr çahh deld hesi ve reh zühaldir hep
Evail-i harf için hevvez olmuş hafta eyyamı Huruf-u sâniye şeb-i sâlise gün hâkimi nâmı Şeb-i pazar utarit ertesi müşteri talib
Şeb-i se şebneye zühre zühal çarşamba şeş gâlip Hamîs akşamı şems ve cuma akşamında meh şâmil Şeb-i sebt oldu merih ol huruf-u sâniye kâmil Pazar şems ertesi meh salı merih erbaaya tîr
Hamîse müşteri cumaya zühreye sebte keyyân-ı mîr Yedi lafz içre şeb hem ruz-u evâil saatinden al Yukarıdan yedi seyyareyi tertib ie say gel
Zühalden müşteri merih ve şems ve zühreye hoş yet Utaritle kamerden geç bu tertib üzre hem devr et Birer saat hükümetle olur seyyareler kaim
Gecedir oniki saat gündüz hem oniki daim Gece gündüz yirmidört olur ysaat ki sânîdir
Değildir müstevî bunda murad ancak zamanîdir Zamanî ysaatin miktarı artar eksilir bile
Adedle muhtellif olmaz şeb ve rûz tûl ve kasr ile Neharın kavsini hem onikiye kısmet kıl
Bu saatin iri daim ona nısf-ı südüsdür bil Şeb ve rûz tûl ve kasr ile kıyas et saati böyle
Tulu ve hem gurubun geçmişin bul hoş hesab eyle Geçen saati bul zulemden ya rubu öğren ya üstürlab Gaymde yapma saati bu saatten zamanı ya
Zamanî saati beraber yedi seyyareye ver gil Ne kevkeb olduğu vakte gelirse hâkim anı bil Zühaldir nahs-ı ekber saati hem ağır olurmuş Mekânı çarh-ı sâbidir bina yap başlama hiç iş
Mübarek müşteridir su’d-u ekber saatin hoş bil Nakl ü bey’ ve şira tezvic edip her şuğula ol mail Cihan-ı merihe mahkum oluğu ysaat hiç iş etme Çün oldur nahs-ı asgar pes kan aldır kimseye gitme Mübarek şems hükmünde taleb kıl cümle yârânı Mekanı çarh-ı râbidir ziyaret eyle sultanı
Çün zühre su’d-u asgardır o saat ictima eyle Müferreh sohbet et hoş söz güzel savt istima eyle Utarit müntezicdir ol zaman yaz nüsha hem mektub Kitab oku okut nakş et hesab etek olur mergub Kamer su’d oldu bu gökte o saatte sefer hoştur Ticaret şirket ve irsal-i mektub ve haber hoştur
Yedi seyare ahkâmı bu tertib üzere kanundur Gel ey Hakkı bil ol Hak’kı ki cümle hükm anındır Kamu nahsi kau su’du kamu şerri kamu hayrı
Hep edib eyleyen Hak’dır bir anı bil unut gayri Ko üç mevlidi dört ümmü yedi âbâî ne tâkı Kamusu hâlik ve fâni hüve’l-hayyü hüve’l-bakî
(Hüda’ya şükür ki bunca yıldızlar ve felekler yarattı. Salat o peygambere olsun ki, şanında “Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım” demiş. Sonra Hakkı, felek ilminin ırrını açıkladım, dery. Otuz eyt içre uğursuz ve kutlu saatlerini açıkladım. İki âlemde Mevla’nın zatını müessir bildim.
Evet, alçağı ve yükseği sebeblere bağlamış. Eğer olduğun saat ne saattir bilmek dilersen, o dem ne yıldız hükmeder, uğursuz ya saadettir? Yedi gece yedi gün batıp doğduğu an içre, yedi gezegenden bil hangisi hâkimdir zaman içre. Haftadan her gün bir gezegenindir ki, o gece ve güdüzün ilk saatinde odur hâkim.
Hemen ezberle yedi lafzını, yedi gün bil yedi yıldız.
Pazar gecesi utarid, ertesi güne müşteri talip. Salı gecesine zühre, çarşamba zühal galip. Perşembe akşamı güneş, cuma akşamında da ay. Cumartesi gecesi merih. Pazar güneş, ertesi ay, salı merih, çarşamba utarit, perşembe müşteri, cuma zühre, cumartesi zühal.
Yed ilafz içre günün ilk saatlerini al. Yukarıdan yedi gezegeni tertip ile say. Zühalden müşeri, merih ve güneş ve zühreye gel. Utaritle aydan geç. Bu tertip üzere devr et. Birer saat hükümetle gezegenler kaim olur. Gece oniki saat, gündüz de daiim oniki saat. Gece ve gündüz yirmidör olur. Bunda eşitleme yesas değil, zaman esastır. Zaman saatinin miktarı da artar eksilir. Sayıyla muhtelif olmaz gece ve gündüz.
Uzatma ve kısaltma ile günün yayını da onikiye böl. Bu saatin her biri ona altıda birin yarısıdır bil. Gece ve gündüz uzama ve kısaltma ile kıyas et saati böyle. Doğuş ve her batışın geçmişini ubl hoş hesap eyle. Geçen saati bul karanlıktan ya rubu öğren ya üstürlab. Gaymde yapma saati bu saatten zamanı yap. Zamanî saatle birlik yedi gezegene var gil.
Hangi yıldız, olduğun vakte gelirse hâkim onu bil. Zühaldir başlama hiç iş. Mübarek müşteridir büyük saadet, saatini hoş bul. Nakl, alış-veriş ve nikah edip, her şuğula meyyal ol. Cihan, merihe mahkum olduğu saat, hiç iş etme. Çünkü küçük uğursuz odur. Şu halde ka aldır, kimseye gitme. Mübarek güneş hükmünde iste bütün dostları. Yeri dördüncü felektir, sultanı ziyaret eyle.
Zühre küçük saadettir, o saat topla, sohbet et, hoş söz, güzel ses dinle. Utarit, mümtezictir, o zaman nüsha ve mektup yaz. Kitap oku, okut, nakş et, hesap etmek rağbet olunur. Ay saadet oldu bu gökte, o saatte sefer hoştur. Ticaret, şirket, mektup ve haber gönderme hoştur. Yedi gezegen hükümleri bu tertip üzere kanundur. Gel ey Hakkı, bil o Hak’kı ki bütün hükm onundur. Kamu uğursuzu, kamu saadeti, kamu şerri, kamu hayrı hep edip eyleyen Hak’tır. Bir onu bil, gayriyi unut. Üç bileşiği, dört anayı, yedi babaları bırak. Hepsi yaratık ve geçici. Yalnız Allah diri ve bâkidir.)
Marifetnamede Ayın Tesirleri
Ayın, Allah’ın kudretiyle tesirlerini bildirir.
Ey azizi, malûm olsun ki, filozoflar sözbirliğiyle demişlerdir ki: Kadir ve aziz olan Allah’ın takdiri ile yüksek cisimlerin mertebelerine göre, alçak cisimlere çeşitli tesirleri vardır. Güneşi en fazla tesiri, sıcaklığı ile olduğu gibi, ayın dahi en fazla tesiri, rutubeti iledir. Allah, bu aya, kendi kudreti ile nice özellikler bahşetmiştir. Bunlardan biri, ay deniz ufkundan doğar. Deniz suyu onunla med olup sahiline yükselir. Ay, denizdeki gün yarısına geldiğinde denizin meddi bitip, Ay, gün yarısı dairesinden indiğinde denizin suyu sahilleride cezr olup çekilir.
Ay, deniz ufkuna ininceye kadar cezr devam eder. Ay, ufuktan indiğinde cezr de nihayet bulur. Şu halde med ve cezr bu minval üzere olur. Ayın özelliklerindendir ki, ayın artışı zamanında yani ayın ilkyarısında sıcaklık ve rutubet çok olup kanın kabarmasıyle dolan insan ve hayvan bedenleri kuvvet bulur.
Dolunaydan sonra yani ayın ikinci yarısında kuruluk ve soğukluğun çoğalması ile dört unsurun karışımı bedenlerde bulunduğundan kanın kabarması azalıp, büyüme ve gelişme az olur. İnsan ve hayvan bedelleri zaaf bulur. ayın özelliklerindendir ki, ayın ilk yarısında hasta olanların bedelleri kuvvetli bulunup, çoğunun hastalığı defolur.
Ayın ikinci yarısında hasta olanların bedenleri zayıf olup, hastalıkları çoğalır. Ayın özelliklerindendir ki, ayın nurunun çoğaldığı günlerde ruh sahiplerinin beyin dokuları ziyade olup, ayın nurunun azıldığı günlerde beyin dokuları dahi azalır. Ayın özelliklerindendir ki, aylı gecede insan aya karşı uyusa veya çok otursa bedenine gevşeme ve tembellik gelip baş ağrısı ve nezle olur. Ayın özelliklerindendir ki, aylı gecede hayvan eti kalsa az zamanda tadı ve kokusu değişir.
Ayın özelliklerindendir ki, ayın nurunun (ışığının) çoğaldığı günlerde nehirlerde ve denizlerde balıklar yağlı olup suyun yüzüne çıkarlar. Ayın nurunun azıldığı günlerde balıklar zayıf olup suyun dibine giderler. Ayın özelliklerindendir ki, ayın ilk yarısında yerdeki haşereler yeryüzüne çıkar ve çoğalır. Yırtıcı hayvanlar ceset yemeye çok hırslı olur. Ayın ikinci yarısında haşereler ve yırtıcı hayvanla aksi hareket ederler. ayın özelliklerindendir ki ayı ilk yarısında dikilen ağaçlar fazla uzar ve gelişir. İkinci yarısında dikilenle zayıf olur veya kurur.
Ayın özelliklerindendir ki, ayın ilk yarısında bütün meyveler, çiçekler, otlar, bitkiler fazla büyür ve gelişir, renkleri ziyade olur. Ayın özelliklerindendir ki, ayın ilk yarısında kamış, keten, bitki gibi şeylerin kurusu üzerine ayın ışığı düşse hemen çürüyüp parçalanır. Ayın ikinci yarısında bu durum az olur. Ayın özelliklerindendir ki, ay küresi ayna gibi yer ve su küresine dönük bulunduğu için deniz ve karanın adaları ve sahilleri gemileri, dalgaları, dağları, vadileri, köyleri ve şehirleri bütün şekil ve rengi ile şahıs ve kurumları ile bize aksettirip gösterir.
Rasatçılar o aynada yerin yüzünü tamamen seyrederler. Lâkin o saf ayna bizden çok uzak olduğundan eşyanın şekilleri teşhis olunmayıp, ayın yüzü bu akisler ile bulanık görülür ki, ona ay lekeleri derler.
Diğer gezegenlerin sayılan sıfatlarının özel saatlerde canlılara ve cansızlara gizli tesirleri; açıklanan güneş ve ayın tesirlerine kıyas olunmuştur. Halbuki âlemin bütün cüzlerinde hakiki müessir ancak hak Taâlâ bilinmiştir. Bu felekler, yıldızlar ve tabiatlar dolap, âlet ve hayaller misali bulunmuştur. Bu durum alır fikretmek ve düşünmek, Allah’ı tanımaya vesile olmak için ve hepsini insanda bulmak için yıldızların ve feleklerin durum alır bu Marifetnâme’de bu miktarca açıklanarak yazılmıştır.
Marifetname’de Satürn ve Etkileri
Zühal (Satürn) yıldızının mümessil feleğini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Yedi gezegenin biri zühal feleğidir ki, ay feleğinden itibaren sayılınca yedinci felektir.
Güneş feleğinin üzerinde bulunup, yüksek felekler ismiyle şöhret bulmuş olan üç feleğin en büyüğü ve en yükseğidir. Zühal yıldızı, geyvan lakabıyla lakaplanıp, astronomlar ona: Büyük uğursuz, hızlı hindi demişlerdir. Bu felekte zühalden gayri yıldız yoktur. Bu feleğin hâkimi sadece zühaldir. Müşteri (Jüpiter) yıldızı, en büyük saadet; Merih (Mars), cellat görünüşlüdür, ona küçük uğursuz demişlerdir. Fakat küçük saadet olan güzel yüzlü zühredir.
Zühal ve karışık sofra görünümlü Utarit (Merkür), güzel yüzlü güneş feleğinin altında karar kılmalarıyla iki aşağılıklar olarak isimlendirilip; üç yüksek ve iki alçak denilip, cümlesine başka bir nâm ile beş şaşırmış derler. Işıklı güneşe büyük ışıklı, güzel görünümlü aya küçük ışıklı denilip; hepsi de yedi gezegen nâmıyla meşhur olmuştur. Astronomlar, zühal yıldızı için üç adet felek ispat edip; birinci felek ki küllî felektir, merkezde, eksende, kutupta, kuşakta ve harekette burçlar feleğine benzediği için buna: Mümessil felek demişlerdir.
İkincisi, merkez dışı felektir ki, mümessili altında iki paralel yüzeyde bulunup, dönüş merkezi dayanıklı olduğundan, buna: Taşıyıcı felek demişlerdir. Üçüncü feleğe: Döndürücü felek derler ki, zühal yıldızı onun tarafında çakılmış olup; döndürücü felek kendi merkezi üzere hareketiyle döndükçe, zühali, hareket ettirip, döndürdüğü için buna: Döndürücü felek demişlerdir.
Mümessil felek, küllî felektir. İki paralel yüzeyle çevrili yuvarlak bir cisimdir. Yüksek yüzeyi üstünde olan sabit yıldızlar feleği, onun çukur yüzeyine ve alt yüzü, altında ola müşteri feleğinin yumru yüzeyine teğettir. Bu feleğin üstünde ve altında bulunan diğer küllî felekler gibi büyük feleğin hareketine uyup; ilk hareket ile âlemin merkezi çevresinde doğuda batıya hareket eder. İkinci olarak, kendi hareketiyle âlemin merkezi çevresinde, sekizinci feleğin hareketi kadar, batıdan doğuya âheste gider. Anlatılan bu feleğin altında ola felek küreleri dahi aynı şekilde doğuya yönelik hareketle muttasıf olup ve bizzat da batıya yönelik hareketle muttasıf olmuşlardır. Açıklaması gelecektir.
İkinci Madde
Zühal yıldızının, merkezinin dışındaki feleğinin yapısını bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, astronomlara göre; yedi gezegen yıldıza ârız olan çeşitli işlerin tanzim ve tesviyesi, küllî feleklerin içlerinde, cüzi ve ikinci feleklerin çeşitli dönüş ve tavırlarının isbatı gerekir. Zühal yıldızının durumunun nizamı için mümessil feleğin cisminin içinde yani iki paralel yüzeyle kuşatılmış olan gövdesi içinde Hamil (taşıyıcı) nâmıyle ikinci bir felek takdir etmişlerdir. Bu takdir olunan ikinci felek yere şâmil ve merkezi, âlemin merkezinden kendi çapının parçalarıyle altıbuçuk derece uzaklık ile en üst tarafında, dış iki paralel yüzeyle kuşatılmış küre bir cisimdir. Bu kürenin yumru yüzeyi ilk feleğin yumru yüzeyiyle bir noktada temas etmişlerdir ki, o nokta evc (doruk) ismiyle isimlendirilmiştir. O nokta âlemin merkezine nispetle en uzak noktadır.
Zühal yıldızı o noktaya geldikte; yerin merkezinden oldukça uzak ve yüksek olmuştur. Bunun gibi, bu ikinci feleğin iç yüzeyi, birinci feleğin iç yüzeyine doğu noktasında teğettir. O noktaya haziz (etek) adı verirler. Bu nokta, âlemin merkezine nispetle en yakın noktadır. Zühal yıldızı bu taşıyıcı feleğin hareketiyle bu noktaya geldikte; yerin merkezine oldukça yaklaşmış ve alçalmış olur. Şu halde bu hareket ettirme takdirince o ilk felekten bu taşıyıcı nâmıyle meşhur olan ikinci felek ayrılıp, bu surette boşaldıkta, ilk felekten zorunlu olarak değişik kalıklıkta iki küre geriye kalır ki, biri ikinci feleği içine alır, biri ikinci felekten boşalır.
Taşıyıcı feleği kuşatan kürenin ince tarafı, doruk noktaya, kalın tarafı eteğe doğrudur. Öteki kürenin kalın ve ince tarafı bunun tersinedir. Bu iki kürenin, mümessil feleğin tamamlamakta katkıları olduğundan birine dolanın tamamlayıcısı ve birini boşalanın tamamlayıcısı adını vermişlerdir. Her feleğin özel bir hareketle dahi hareketi kararlaştırılmış olup; kendine mahsus eksen ve kutuplar üzerinde deveran edip, dönüşünü tamam etmek kesin bir iş olmakla; zühal feleğinin taşıyıcı feleği, burçlar feleğinin altında, mümessil feleğin altında kendi hareketiyle batıdan doğuya hareket edip, yıldızları kendisiyle beraber hareket ettirir. O halde zühal yıldızı onunla gidip, oniki burcun her birinde ikibuçuk sene ikamet edip; yirmidokuz sene beş ay altı günde bir devresini tamamiyle tamamlar. Taşıyıcı felek, yerden çok uzak ve dairesi geniş olmakla; zühal yıldızının hareketi, altında bulunan diğer gezegenlerden ağır görünür. Allah her şeyden münezzehtir.
Üçüncü Madde
Zühal yıldızının döndürücü feleğini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, astronomlar yine yıldızlarının durumlarının tanzimi için bu kadar miktarla yetinmeyip; ancak güneşte merkez dışı olan bir başka ikinci felekten söz etmişlerdir. Lakin diğer gezegenlerde yere şâmil olmayan küçük gezegenler tespit edip, bunlara: Döndürücü felekler adını vermişlerdir. Şimdi zühalin döndürücü feleği, zühalin mümessil feleğinde yere şâmil olmayan bir küçük felektir ki, yıldızın kendisi, taşıyıcı ve merkez dışı olan ikinci feleğin kuşağında yerleşmiştir ki, çapı, taşıyıcının iki yüzeyine teğettir.
Döndürücü felek tek bir yüzeyle kuşatılmış bir küredir. Taşıyıcı feleğin içinde, kendi mekânında belirli bir hareketle batıdan doğuya yani burçlar sırası üzere dönüp; bir tarafında iki kutbu arasında çakılmış olan, zühal yıldızını da döndürür. Bu döndürücü felek, kendi merkezi çevresinde batıya doğru hareketiyle bir gün bir gecede kendi kuşağının üçyüzaltmış derecesinden bir dereceye yakın hareketiyle, bu yıldızı, güneşin ortasına mutabık hareket ettirir ki, senede bir kere devresini tamam eder. Buna: Yıldızın değişik hareketi derler. Zühal, bir yüzey ile çevrili bir kürevî cisimdir, içi dolu ve ışıklıdır.
Zühal, döndürücü feleğin içindedir ki, yıldızın yüzeyi, döndürücü feleğin kuşağı üzerinde onun yüzeyine ortak bir noktada teğet olmuştur. Yani zühalin cismi, döndürücününkine tamamen temas etmiştir ve taşıyıcının bir tarafında döndürücü feleğin hareketi gibi belirli bir sıra üzere zühal yıldızının dahi kendi merkezi etrafında dönücü olduğunu rasatçıların çoğu görmüşlerdir. Çünkü zühal feleğinin durumu özetle yazılıp ve parçalarının tertibi takrir ve yapısı ve şekli bu kadarca beyan ve tasvir olunmuştur.
İmdi bu kıyas ile bunun boşluğunda olan müşteri feleğinin ve onun içinde olan merih feleğinin ve güneş feleğinin içinde bulunan zühre feleğinin şekil e durumlarını her yönleriyle, bu zühal feleğine benzerliklerinden, tamamiyle bilinmiştir. Lakin bunlardaki üç feleğin hareketleri, değişik ve yıldızlarının nitelikleri farklı; uzaklık ve cisimleri farklı olmakla; her birinin hareketlerinin miktarlarını, yıldızlarını ve sıfatlarını, uzaklıklarını ve kürevî cisimlerini birer bölüm ile tafsil ve kendilerine özgü özelliklerini beyan etmek lazımdır.
Dördüncü Madde
Zühal yıldızının düz gitme, durma, yavaşlama ve süratini; geri dönmesini ve
şaşkınlığını; güneş ile olan bağlantı ve güneşe yaklaşmasını bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Yedi gezegenden güneşle aydan gayrisine, yani üç yüksek ile bir alçağa, beş şaşırmış denilmesinin sebebi; bunlar kâh düz, kâh yavaş giderler, kâh durur, kâh geri dönerler. Yine bazen durup yavaş yavaş hareket ederler, bazen da düz ve süratli giderler. Bu durumların açıklanması budur ki: Döndürücünün doruğunda oldukta; kendi merkezi, döndürücünün merkezi hareketine, burçlar sırası üzere muvafakat edip; yıldız, hızlı hareket eder görünür. Yıldız, döndürücüye bir miktar meylettikte; düz hareket eder. Eteğe inmesi halinde, kendi merkezi inişte olduğu için hareketi görünmez olup, yıldız duraklar görünür.
Yıldız, döndürücünün eteğine yakı oldukta; kendi merkezinin sıraya aykırı hareketi, döndürücünün merkezi, taşıyıcının hareketiyle uygunluk üzere olmayıp iki hareket birbirine karşı ve muarız olduğu için, yıldız durur görünür. Yıldız, eteğe indikte; kendi merkezinin hareketi, döndürücünün merkezininkinden fazla olduğu için yıldız, geriye döner görünür. Yıldızın dönüşü tamam olup, iki hareket yine eşit geldikte; ikinci kez durur görünür. Bu duruştan sonra yükselme halinde kendi hareketi yine görünmez olur. Yıldız yine yavaş hareket eder görünür. Bu yavaş hareketten sonra yine düz hareket eder görünür. Halbuki yıldız, kendi dönüşüne düz hareket devresini ihtilâfsız tamam eder. Zira ki, feleklerin ve yıldızların hareketleri, kendi küreleri kuşağına oranla ebediyyen basit ve benzerlidir. Yıldızın geriye dönüşünden önceki durağına ilk makam, sonrakine ikinci makam derler.
Zühal yıldızının geriye dönüşü dört ay, düz hareketi sekiz ay ve yirmi gündür. Güneşe kıyasla beş şaşırmışa bağlantı ve yaklaşma ârız olmuştur. Zühalin, döndürücüsünün orta yerinden kendi merkezine uzaklığı; güneşin merkezinin burçlar feleğinden olan orta yerinden döndürücünün merkezinin orta yerinin uzaklığı gibidir. Zühal yıldızı, döndürücüsünün ortasının doruk noktasında bulunduğu halde, hep orta bir yakınlıkla güneşe yakın olur. Zira ki güneşin merkezi, döndürücünün merkezinden uzak oldukça, döndürücünün orta zirvesinden yıldızın merkezi dahi güneşin uzaklığı kadar uzak olur. Tâ güneş, döndürücünün merkezine karşı oluncaya değin, yıldız dahi döndürücünün eteğine iner. O halde zühal yıldızının güneş ile uzaklık ve yakınlığı, döndürücüsünün zirvesinde bulunduğu halde uygun olur. güneş ile karşılıklı olması, döndürücünün eteğinde bulunduğu halde olur.
Müşteri ve merih yıldızlarının dahi güneşle bağlantıları bunun gibi bulunur. Her biri kendi bölümünde anlatılacaktır. Zühal yıldızının her iki yaklaşması arasında olan müddeti, bir sene onüç gündür. Zira ki her üçyüz yetmişsekiz günde bir kere, burçlar feleğinde, güneşin mekânına gelip, bu yüzden görünmeyip yakın olması itibariyle bu duruma iki gezegenin çakışması ve güneşe yaklaşması denilmiştir. Zühal yıldızının taşıyıcı feleğinin, burçlar kuşağından güneye ve kuzeye ikişer buçuk derece eğilimi mevcut iken döndürücü feleğin dahi zirvesi ile eteği, eğilimli feleğinden kâh güneye kâh kuzeye dört buçuk derece kadar eğilimli olduğundan; bu yıldızın seyrinde enlem değişikliği bulunup, şaşırmış gibi görünüp, bundan dolayı şaşırmış olarak isimlendirilmiştir.
Beşinci Madde
Zühal yıldızının doruk ve etek noktalarını, tepe ve kuyruk düğümlerini bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Yedi gezegenden her yıldızın bir doruğu vardır ki, o, ona ulaştıkta; kendi feleğinden ve yerden oldukça yüksek ve uzak olmuş olur. Zirvenin karşıtı olan yere: Ete derler ki, yıldız ona geldikte; yere yakın olmakla kendi feleğinden oldukça aşağıya inmiş olur. O halde yıldız, zirvesinde yoldukça kuvvet bulup, eteğe geldikte zayıf olur. Feleğin ilk yarısında oldukça, eteğe inici olup ikinci yarısında zirveye yükselici olur. Zirvelerle etekler arası uzaklığı belirlidir, asla değişmez. Zira ki burçlar feleğinden zirve yerleri bilinse, onların karşıtı etek yerleri itibar olunur; aksiyle dahi bulunur.
Tepelerin yerleri bilindikçe; kuyrukların yerleri dahi bilinir; aksiyle de belirlenir. Zira ki, zirveler mukabili etekler olduğu gibi, tepeler mukabili de kuyruklardır. Bu o yerdir ki, onda gezegenlerin felekleriyle burçlar feleği kesişmiştir. İki yerde, iki kesişme noktası oluşmuştur ve birbirine karşılıklı gelmiştir. Bu durumda o iki noktanın birine tepe, birine kuyruk derler. Tepe o noktadır ki, yıldız yondan ayrıldıkta onun enlemi kuzey olur. O noktanın karşısında olan noktaya kuyruk derler ve bu o noktadır ki, ondan yıldız geçtikte, onun enlemi güneyde olur. Burada enlemden murat, güneşin yolundan, yıldızın güneyde ve kuzeyde bulunan uzaklığıdır.
Zühalin doruğu, tepe ve kuyruk noktaları ortasında yani eğilimli feleğin burçlar kuşağından kuzey tarafına fazla meylinden elli derece geridedir. Çünkü ayın zirvesinden başka zirveler ve öteki noktalar, sabit feleklerin yavaş hareketine uygun hareket edicidirler. Şimdi rumî tarihin binbeşyüz onyedi senesinde zühalin zirvesi, yay burunun dokuzbuçuk derecesinde olup; eğer dahi yay burcunun karşısında olan ikizler burcunun aynı şekilde dokuzbuçuk derecesinde belirlenmiştir. Tepesi yengeç burcunun dokuzbuçuk derecesinde olup, kuyruğu dahi yengeçin karşısında olan oğlak burcunun bunun gibi ondokuzbuçuk derecesinde belirlenmiştir. Lakin halen rumî tarih, şu anda ikibin altmış dokuz seneye başlamıştır.
Hicrî sene de, binyüzyetmiştir. Şu halde, astronomların çoğu, sözbirliğiyle zirvelerin ve eteklerin her yetmiş güneş yılında bir derece hareketleri hesabiyle, o tarihten bu tarihe gelinceye değin her biri yaklaşık olarak sekiz derece hareket etmiştir. Halen zühalin zirvesi, yay burcunun onyedi buçuk derecesine ve eteği, ikizlerin aynı derecesine gitmiştir. Tepe noktası, yengeç burcunun yirmiyedibuçuk derecesine ve kuyruk noktası, oğlak burcunun aynı derecesine yetmiştir. Şimdi buna kıyasla her tarihte tepe ve etek noktaları bilinir.
Altıncı Madde
Zühal yıldızının tabiat ve vasıflarını, uzaklık mesafesini, cisminin ölçüsünü bildirir.
Ey aziz, malûm olsun ki, astronomlar demişlerdir ki: Bu zühal yıldızının tabiati son derece soğuk ve kurudur. Gündüzsel erkek bulunup, en büyük uğursuz bilinmiştir. Buna bakmak, keder ve üzüntü vericidir. Nitekim çiçek zühreye bakmak, sevinç ve safra verici bulunmuştur. Bu yıldıza, ahmak, cahil, cimri, kıskanç, yalancı, lanetli, gamlı, tenbel, kalın kafa ve zararlı sıfatları nispet kılınmıştır.
Bu yıldız, rahimlere düşen döllere şans olsa; bunun tabiatı ve vasıfları, o döllere Allah’ın izniyle sirayet edip olan çocukta, bu vasıfların ortaya çıkması tecrübe olunmuştur. Bu yıldız, çarşamba gecesiyle cumartesi gündüzüne hâkim bulunmuştur. O gece ve gündüzün ilk saatleri buna nispet kılınmıştır. Rasatçılar, geometriciler ve matematikçilerin ittifakıyle zühal feleğinin yumru yüzeyinin âlemin merkezinden uzaklığı takriben otuzüçbin kere bin ve beşyüz onbin dörtyüzelli fersah ölçülmüştür. Bu ölçülen feleğin kalınlığı, onbin kere bin ve beşyüzonyedibin dokuzyüz altmışüç fersah takdir ve tahmin kılınmıştır. Zühal yıldızının cisminin yerküre kadar bulunduğu geometrik deliller ve matematik hesaplarla ispat olunmuştur.
Bizim bu felekler ve yıldızların durumlarını özetle aradığımız, ibretlerle dolu kâinatta, ilahî cilveleri görüp, hayran olmak ve yaratıcısını bilmektir. Her şeyden geçip ona yönelmektir. Biz bu kitapta yazdığımız yıldızların cisimlerinden murat, hakiki cisimlerdir ki ölçü ve tartı hesabiyle ilk iş olarak cisimlerin ölçüleridir. Astronomik ölçülere feleklerin çakışması, güneşe yaklaşması, kaybolması ve vakitlerin tayini için yıldızın yakınlık ve uzaklığı sebebiyle ve gözetleme hesabıyle tahmin olunan itibarî cisimler değildir. Bunlar kesin bilgilerdir.
Burçlar ve Esmalar
Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz’leriniz Marifetname adlı eseri, geniş bir yelpazede
- dini ve tasavvufi konular,
- astronomi,
- astroloji bilgileri,
- tıp ve ahlaki konuları
kapsayan kapsamlı bir kaynaktır. Bu eserde, insanın manevi ve fiziksel hayatının çeşitli yönleri ele alınırken, burçlarla ilgili ayrıntılı bilgiler verilmektedir. Bu esmaların amacı, kişilerin burçlarının özelliklerine uygun bir şekilde ruhsal denge ve huzur sağlamalarına yardımcı olmaktır.
Marifetname burçlar ve özellikleri ile, astroloji ve tasavvufun birleştiği noktalara odaklanılır ve eserde burçların manevi boyutları da değerlendirilir. Ancak bu konuyla ilgili özel bir bölüm veya başlık yoktur. Burçlarla ilişkilendirilen esmalar, Marifetname’nin içerisinde bir başlık altında “şu burç bu esmayı okumalı” şeklinde toplanmamıştır. Burada eklediğim Esmalar genel olarak burçların özellikleri gözönünde bulundurularak burçların özellikleri gözönünde bulundurularak eklenmiştir.
Burçlarla ilişkilendirilen esmaların amacı, kişinin kendi burcunun özelliklerine uygun bir şekilde ruhsal denge ve huzur bulmasına yardımcı olmaktır. Her burcun belirli bir enerjisi ve karakteristik özellikleri olduğuna inanılır, bu nedenle esmalar, bu özelliklerin güçlendirilmesine ve olumlu yönde kullanılmasına katkıda bulunabilir. Bu esmalar, kişinin manevi ve zihinsel olarak güçlenmesine, iç huzurunu bulmasına ve hayatında pozitif değişimler yapmasına yardımcı olabilir.
Bu esmaları okumanız için veya bunları okursanız çok daha iyi olursunuz, istediklerinizi elde edersiniz gibi anlamlar çıkarılması için eklemiyorum. Özellikle Celali esmalar (Ya Kahhar, Ya Cebbar, Ya Kadir, Ya Aziz gibi) okunurken edebe riayet edilerek okunması gereken esmalardır. Anlamın, burçlar aracılığı ile yansımalarının bilinmesi açısından ekliyorum. Doğum haritasına göre okunması gereken esmalar çok farklı olabilir. Eklediğim esmalar sadece güneş burcu baz alınarak, burç nitelikleri ile bağlantılı eklenen esmalardır.
Burçların esmaları, esma ve dua günü bilgileri daha çok Muhyiddin-i İbn Arabi Hz.’lerinin “Saatlerin Hazinesi” ve diğer eserlerinde geçmektedir. Ancak mevcut bulunabilir eserde de orijinal metinler bulunmadığı için esmalarla birlikte önerilen okumaların doğruluğundan emin olmak zor olabiliyor. Bir örneğini sitede daha önce paylaşmıştım oradan bakabilirsiniz.
Akrep Burcunun Dua Günü, Esmaları, Meleği ve Duası
Koç Burcu Esmaları
“Ya Kahhar, Ya Cebbar, Ya Celil, Ya Azim.”
Bu dua, Koç burcunun cesur ve atılgan yapısına uygun olarak, onlara güç ve cesaret vermesi için önerilir.
Boğa Burcu Esmaları
“Ya Sabur, Ya Rezzak, Ya Vali, Ya Kebir.”
Boğa burcunun sabırlı ve kararlı doğasına uygun olarak, sabır ve bolluk için bu esmalar önerilir.
İkizler Burcu Esmaları
“Ya Alim, Ya Hakim, Ya Semi, Ya Basir.”
İkizler burcunun zeki ve meraklı yapısına hitap eden bu esmalar, bilgi ve anlayış arayışlarına destek sağlar.
Yengeç Burcu Esmaları
“Ya Rahman, Ya Rahim, Ya Latif, Ya Vedud.”
Yengeç burcunun duygusal ve şefkatli yapısına uygun olarak, sevgi ve merhamet için bu esmalar önerilir.
Aslan Burcu Esmaları
“Ya Aziz, Ya Celil, Ya Kerim, Ya Halim.”
Aslan burcunun liderlik ve gururlu yapısına uygun olarak, güç ve onur için bu esmalar önerilir.
Başak Burcu Esmaları
“Ya Mucib, Ya Hakim, Ya Şafi, Ya Nur.”
Başak burcunun analitik ve titiz doğasına hitap eden bu esmalar, sağlık ve şifa için önerilir.
Terazi Burcu Esmaları
“Ya Adl, Ya Latif, Ya Aziz, Ya Hakim.”
Terazi burcunun adalet ve denge arayışına uygun olarak, adalet ve zarafet için bu esmalar önerilir.
Akrep Burcu Esmaları
“Ya Batin, Ya Zahir, Ya Kabid, Ya Basit.”
Akrep burcunun derin ve gizemli yapısına uygun olarak, manevi güç ve içsel denge için bu esmalar önerilir.
Yay Burcu Esmaları
“Ya Hadi, Ya Alim, Ya Kerim, Ya Rahman.”
Yay burcunun özgür ruhlu ve bilgiye aç yapısına hitap eden bu esmalar, rehberlik ve ilim için önerilir.
Oğlak Burcu Esmaları
“Ya Malik, Ya Kuddus, Ya Selam, Ya Mü’min.”
Oğlak burcunun disiplinli ve sorumluluk sahibi doğasına uygun olarak, güvenlik ve düzen için bu esmalar önerilir.
Kova Burcu Esmaları
“Ya Bedi, Ya Vekil, Ya Hakim, Ya Adl.”
Kova burcunun yenilikçi ve özgür düşünceli yapısına uygun olarak, etkin ve adil olma için bu esmalar önerilir.
Balık Burcu Esmaları
“Ya Vedud, Ya Rahim, Ya Halim, Ya Latif.”
Balık burcunun duygusal ve empatik yapısına hitap eden bu esmalar, sevgi ve merhamet için önerilir.
Yazıda ve ifadelerde hata, kusur olmuşsa affola.
Son Güncelleme 8 Ekim 2024 Akrep